Damar Sözler telefon numarası, müşteri hizmetleri ve adres bilgilerine hızlı ulaşmak isterseniz aşağıdaki makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
[random]
Bir gün aynı demlikten çay içersek anlatırım sana… Gökyüzü neden mavidir?
“Bir yudum almaz mısın kahvenden? Yoksa korktun mu beni 40 yıl sevmekten.” – Cemal Süreya
Ne yaptıysam seni unutamadım…
Kahpeliğin okulu yok ama mezunu çok.
İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar…
Erkek adamda herkes gibi hata yapar ancak asla ama asla yamuk yapmaz.
Çıkartın sigaraları… Bu gece hayal kuracağız!
Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.
Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.
Beni aşka öyle aç bıraktın ki, yokluğunda kendi duygularımı katık yapıp yedim. Şimdi bir garibim sevdanın yolunda, durağım belli değil, gideceğim yer belli değil.
Hayatı yaşayamam diye korkacağına, hayat akıp giderken sızıntı yapan yeri bul ve durdur zamanı. İçinde bulunduğun anı yaşamayacaksan, ne anlamı kalır ki nefes almanın.
Üzüleceğinizi bile bile üstünüze gelenleri affetmeyin. Bilerek kendinden güçsüzü ezenler, ezilmeyi hak ederler.
Çektiğini acı sanıyorsan, bir de anasız babasız büyümeye çalışan çocuklara bak. Allaha nankörlük etme, bu haline şükret evlat.
Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.
Benim sana koşmaktan dizlerim kan revan içinde… Sen çakıl taşını bahane ediyorsun.
Bazı kadınlar do tan baş roldür bayım… Ondandır, figüran olmayışları, kısa metrajlı uyduruk sevdalarınıza…
İlk defa yıkılmadık ki bu yalancı dünyada… Elbet yine kalkarız.
“İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanda yanlış kişilerle doldurmaktır.” – Charles Bukowski
Size sıradan biriymiş gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.
Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.
Ben düşüncülerimi diğer insanların fikrini değiştirecek diye paylaşmam. Ben düşüncelerimi benim gibi düşünen insanlarla yalnız olmadıklarını bilmeleri için paylaşırım.
Unutulmak kadar acıdır bazen yaşamak.
Gel neredeysen gel yapamıyorum. Gel ayna da kendime bakamıyorum!
Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.
Yıllar geçse geri dönmem seni sevemem artık. Unut gitsin her şey bitti beni bekleme artık!
Efkarıma bir el uzat, özlemekten yorgun düştüm!
Ellerin merhametin memleketidir, avuçlarına sığınan yarsız yurtsuz mülteciyim sevgili!
Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa!
Seni unutmak için ettiğim yeminlerin sayısını unuttum; seni unutamadım!
Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.
Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşktan içimde bir acı kaldı!
Birlikte geçiremediğimiz her gün ayrı bir müebbet gönlümde.
Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden.
Kardan adam olur, senden adam olmaz.
Senin söylediklerinden şiir yazılır benim söylediklerimden destan yazılır.
Aramızda bir harfin lafımı olur sevgilim ha gittin ha ittin.
En zoru da ne biliyor musun? Sen sevmeyi bense unutmayı başkalarından öğreneceğiz.
Sensiz her gece üzülüyorum ama her gecenin sonu sabah biliyorum…
Yüreğime saplanmış bir kurşunsun sen ömür boyu acıtacaksın…
Adına “sen” dediğim hayallerimin baharında, yaprak dökümüne şahit oldu harabe gönlüm…
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
Canı yanmış insanlar tehlikelidir. Nasıl savaşacaklarını öğrenmişlerdir.
Umudun rengi siyah olunca, kör olmamak elde değil.
Geçen gün arkadaşlar meyhaneye gitti. GAM’sız almadılar.
Bazen insan öyle delice sever ki, yalan olsa inanır, yılan olsa sarılır…
Güldün… Ve benimde hikayem başladı…
İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?
Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be olum.
Sizin geçtiğiniz yollardan biz vazgeçeli çok oldu.
Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.
Bir kere düşsem, iki kere kalkarım. Herkes rahatına baksın!
Düşerken iki şeyi asla unutma: kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını. Ayağa tekrar kalkınca lazım olacak.
Kurulu bir düzenim olsun isterken, meğer ne çok dağılmışım ben!
İçiniz kahpelik, dışınız sahtelik!
Vazgeçmek yok güzel insan! Bak Allah var, umut var…
Olursa olur, olmazsa bir sigara daha yakarız.
Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.
Varsın olmasın hayatta her istediğimiz, Biz olana “Elhamdülillah”, olmayana da “Eyvallah” demesini biliriz.
İki şey yıkar insanı; dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet!
Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.
Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.
Sabrıma ağır gelen insanlar var. Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.
Sakat ol, topal ol, sağır ol, duygusuz ol, hissiz ol, lal ol, kör ol… Ama asla “ŞEREFSİZ” olma!
Düşene tekme atmak bize yakışmaz. Kalkınca hesaplaşırız.
Ne kadar gülersen gül, mutsuzsan annen gözlerinden anlar.
İçime attıklarım benden daha ağır.
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Oyun bitti perde kapandı gerçek hayata hoş geldin.
Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…
Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.
İstersem çare, istemezsem bahane bulurum. Sen rahat ol!
Mesele sevmek değil! Kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek. Kırmadan, yıkmadan, dökmeden ve acıtmadan…
Bakacağın yüze sakın ola utanacağın bir söz söyleme…
Şurama batan diyor ya şair. Şurama batan özlem demeselerdi bıçak derdim.
Bütün gün yine seni özlemekle geçti… Sevip sarılmamakla, mesafelere kızıp dokunmamakla…
Daha iyi olanı değil! Sana kendini iyi hissettiren birini seçmelisin.
Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim. Ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz.
Ah ulan ayrılık bir tek seninle ayrılamadık.
Belki yanlış zamandım belki de yanlış yerdim ama yanlış kişi değildim.
Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.
Akşam olunca sadece havalar kararmıyor.
Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.
Seni gerçekten seven bir yolunu bulur ve sana kalır. Kendinden bile gider ama sana hep gelir.
Kıyısında zaman geçirdiğimiz denizlerde boğulduk.
Sakın ümidini kesenlerden olma…
Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…
“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…
Nasıl gülebilir insan, şans bile yüzüne ağlarken…
Benim aklıma gelip başkasına gittin.
Ve sonra anlıyorsun. Hiç kimsenin hiçbir şeye değmediğini…
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Yıkılan sadece hayallerim, kişiliğim ve karakterim değil…
Çok güzel gülen insanlar var; içleri paramparça!
Ayakta kalmasını bilen insanlar için, kaybetmek büyük bir mesele değildir.
O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…
Kalbime binlerce kez bıçak saplamışsın ama birini çekip çıkarsa affedeceğim…
Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde… Ne yaptıysam seni unutamadım.
Sevdanı bulutların üzerine yazmışsın. Yağmur olarak dökülüyor gözlerimden.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.
Ruh; her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Esas zorluk zihni susturmaktır.
Seni seviyorum diyen sözlere değil, senin için ağlayan gözlere inanın.
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsınızdır.
Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatandır. Unutma.
Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.
Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.
Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.
Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?
Hiç içmemeliydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözüm oIsun, ne olacaksa oIsun… Ben sana yanarken, kim bilir sen nerelerde üşüyorsun.
Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.
Çok pahalısın ulan mutluluk. O kadar param yok.
Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.
Ve şükür. Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin.
Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı Sorun yok ben zaten hiç kırmızıda durmadım..!!
Kırılan sigaradan duman gelmiyorsa, kırılmış kalpten de sevgi bekleme…
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.
Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.
Mevla’m görelim neyler. Neylerse güzel eyler.
Acıt beni gerçekle ama asla rahatlatma yalanla.
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır
İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor, ardına dönüp giden sen misin be kadın… Gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme. Üstüme basıp geçme yar.
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.
“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsındır.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.
Gidene üzülme, sevse gitmezdi. Gelene sevinme, o da başkasından geldi.
Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.
Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.
Mevzu derin, sana aşığım.
Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.
Sen benim en güzel hislerimsin.
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
Oksijeni bilmem ama kokun şart.
İnsanlar kırmızı güllerin peşinden koşarken altında ezdikleri papatyaların farkına bile varmazlar.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.
Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
Gerçek şu ki; hayallerimizdeki insanların hayallerindeki insanlar değiliz.
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.
Cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca “Yarın yeniden deneyeceğim” demektir.
Bazen doğru olanı yapmak için, en çok istediklerimizden vazgeçmememiz gerekir. Hayallerimizden bile.
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…
Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.
[/random]
[random]
Misafirin çocuğu gibiydin. Geldin, dağıttın ve gittin.
Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.
Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…
“Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…”
– Can Yücel
Barışalım mı +Hayır -Neden +Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi? -Peki sen hiç bardak kırık diye sudan vazgeçtin mi?
Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
Cinayet saati neredeydin diye sorarlarsa unutma ‘gidiyordum’ diyeceksin.
Gözlerinin ‘kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘sende kalayım!
Ne kadar unuttum desem de onu görünce her şey yalan oluyormuş.
Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
Seni içimde yaşatmak için kimleri öldürdüm bi bilsen…
Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.
Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak için de olsa gözlerini özledim.
Zehir olsa içerim ellerinden, yalan olsa çeker giderim nefretimden, ellerinle al sevgini pas tutmuş şu kalbimden..
Ne sevene düşmanım ne sevdiğime pişmanım seninle olmak varken sensizliğe isyanım ölümüne isyan!
Paraya güvenme, kadına güvenme.. İkisine de sahip olursan ,kendine güvenme…
Bi körün bi sağıra “çok güzelsin” demesi gibi aşk.
Gözümü boyamaya çalışma olum, benim dünyam zaten rengarenk.
Kafamda bitenlerin geri dönüşü yok.
Mutsuz değilim.. Mutlu da değilim … “Hissizim”.
Şu çivisi çıkmış dünyada duvara astığım en güzel resimsin.
En iyi ilaç ellerindi.
Cevabımın şiddetinden susuyorum!
‘UNUT’ demekten daha büyük bir küfür yoktur benim yüreğimin lugatında.
Ne kadar seviyorsun dersen; O kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.
Bir hasret kadar uzak olsan da bir nefes kadar yakınsın yüreğime ömrüme ömür katan yarim.
Sevdiğin kadar sevilirsin diyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta.
O okumadığı için yazmıyorum.
Benim sana anlatacak kelimelerim bitti feda ettiğim gençliğim gibi.
Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.
Şairlerde bizim gibi aslında onlar yaşadıklarını kağıtlara, biz ise sokaklara döktük.
Biz içtiklerimizin değil sevdiklerimizin sarhoşuyuz.
[/random]
[random]
Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…
Gece midir insanı hüzünlendiren yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Yeri gelir sevmiş olduğun kişinin nefes aldığını bilmek sana yeterli gelir.
Ben ölseydim ağlayacağını düşünüyorum ama sen ağlasaydın ben ölürdüm sevgilim.
Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi.
Bilseydim dünyanın keşkelerden kurulduğunu, küçükken ne olmak istiyorsun diye sorduklarında, mutlu olmak istiyorum derdim!
Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin!
En çok incittiğimiz kişilerin, aslında en sevdiklerimiz oluşu ne garip değil mi?
Kolumuzu ısırarak yapardık saatleri; sanki o kadarcıkken zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi…
Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar. Normal insanlar sonuçları tartışırlar. Küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar.
Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.
Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.
Yüz kere yere düşmüş olayım; başkalarına çelme takan biri olmayacağım. Ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.
Hani insan ağlamak ister, gözlerinden yaş gelmez, hani gülmek ister, yürekten gülmez. Hani birini bekler o hiç gelmez. İşte o zaman ölmek ister de ecel gelmez.
Karaktersiz insanların seviyesiz değerlerine çok yakışıyorsun Bu seneki yılın alçağı ödülünü sana verecekler diye duydum.
Defter aynı olduğu sürece, yeni bir sayfa açmanın ne anlamı var?
Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.,
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım severek çektiğim ahımsın.
Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.
Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.
Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.
Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.
Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.
Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen!
Seni seviyorum, duvar yazısı değil, alın yazısıdır. Herkese söylenmez.
Suç benim değil ki. Şiir kokuyordu bakışların. Yazmamak gözlerine ihanet olurdu.
Sen sevdiğin için sakın utanma, çünkü utanması gereken; sevildiğini bildiği halde sevmesini bilmeyendir.
Bir kere girdimi aşk virüsü kanser gibi sarar, tüm bedeni ne öldürür nede güldürür, ruh bedende olduğu sürece süründürür.
Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte.
Hiç içmemeIiydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözlüm olsun, ne oIacaksa olsun.
Ben sana yanarken, kim bilir sen nereIerde üşüyorsun.
Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm.
Uykulu gözlerini sevdiğin adam, sana yazar oldu bak hiç uyumadan.
Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya yağmursan ıslanmaya soğuksan donmaya geldim.
Bazen insan öyIe deIice sever ki, yaIan oIsa inanır, yıIan oIsa sarıIır.
Sonra bir sigara yakıyorsun. Gökyüzünü seyrediyorsun. Bakıyorsun hala her şey yerli yerinde, sen sadece kendini ziyan etmişsin.
Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.
Kaybedecek bir sen kaldın hayatımda, aslında hayat sendin aslında ve gerisi kaybedilmemişti. Sadece yalanlar gitti, geriye gerçek aşkın kaldı sevgili.
[/random]
[random]
Bazen damar sözler kısa olmalı. Laf kalabalığı yapmadan duyguları anlatmalı.
Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.
Şerefsizlik mertebesinde eşin benzerin yok. En önde bayrak taşıyıcısın.
Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.
O okumadığı için yazmıyorum.
Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.
Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.
Çıkartın sigaraları, bu gece hayal kuracağız.
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.
Çok pahalısın ulan mutluluk.
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Gönül yorgun düştüğünde yürek dilsiz kalır.
Sen benim en güzel hislerimsin.
Oksijeni bilmem ama kokun şart.
İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?
Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…
Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.
Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırgınım sana.
Bazen en uzun yolculuk iki insan arasındaki mesafedir.
Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.
Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.
Z or günler dostu düşmanı ayıklamak için var.
Boğazımda kalan mutluluğu sırtıma vura vura çıkardılar.
Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.
Dil susarsa bi çare lakin yürek susarsa ne çare.
Beni kaybetmeyi başaranı asla kazanmak için uğraşmam.
Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.
Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.
İncit beni gerçek ile. Ama asla rahatlatma yalan ile.
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Her gün aklıma geliyorsun ama bir selam vermiyorsun.
Kötü günümde katkın yoksa eğer iyi günümde olmasan da olur.
Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.
Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.
[/random]
[random]
Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı ikisi de rezil. Daha öncede gitmiştim ama böyle kalarak değil böyle kalarak değil.
Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.
Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Kadın yüzünde ki sivilceleri bile fondötenle gizleyebiliyor. Sen, onun acı çektiğini nerden anlayacaksın ki.
Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!
SensizIiğe yenilmek, sana yenilmekten zor oIsa da.. Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak, seni içimden ayrılıyorum.
Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.
Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.
Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma. Vücudum yağmur sonrası toprak koksun.
Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.
Giderken Allaha emanet ol dedi! Güldüm zaten başka kimim var ki?
Avuç doIusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.
Gidene üzülme sevse gitmezdi. Gelene sevinme o da başkasından geldi.
Helal etmiyorum sana, senin için uykusuz kaldığım geceleri.
Bu ayrılık adil değil kokun ben de, aklım sende kalıyor.
İyileştirir diye umut olarak gördüklerimiz tekrardan yaralayıp terk ediyorlar bizi.
Ey gönlüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.
Öyle yorgun ki hislerim. Artık sana karşı bir şey hissetmeye bile dermanı yok.
Terkedilen çabuk büyür, hüzün kalana düşse de pişmanlık hep gidenin payına!
Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.
Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…
Benim aklıma gelip başkasına gittin.
O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…
Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?
[/random]
[random]
Özleyenler ve unutamayanlar için en güzel damar sözler…
Özlerim ben seni seninle bile, vuslat mı hasret mi adını sen koy, aşkınla yakıp da düşürdün dile sevgi mi nefret mi adını sen koy.
Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim hasretim bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim öfkem kinim sevincim umudum düşüm rüyam hayalim ama en çok ağlatan en çok kanatansın… Sen tarifi imkansızımsın.
Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…
“Sus” be yüreğim, bende biliyorum özlediğimi! Sus ki bilmesin özlediğimi!
Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin. Her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki istesen de silemezsin.
Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin, zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.
Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.
Ne zaman seni düşünsem, ardından bir çakmak çıkıyor cebimden ve ciğerime derin bir duman çekiyorum.
Bazıları özledim diyemez, bir sigara daha yakar.
VusIat mı hasret mi ismini sen koy.
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Kaç kadeh kırıIdı sarhoş gönIümde. Ne yaptıysam seni unutamadım.
Hayır, ben iyiyim. Sadece hayatım b*k gibi sevdiğim insanları kaybediyorum, gitme diyemiyorum, uyuyamıyorum, özlüyorum ve yoruldum.
“Neyin var?” sorusuna “sen yoksun!” diyesim var. Bildiğin gibi değil.
“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…
Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be oğlum.
Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen ben şimdi aşk karınla sana ne şiirler yazarım.
Dünyanın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
[/random]
[random]
Mükemmelliğe gerek yok, sahte olmayın yeter.
Üç gülsek, beş ağlatıyorlar.
Bazen dışarı çıkıp kendimi anlayana kadar yürümek istiyorum.
Seninle zor. Ama sensiz de olmuyor.
Umut verip yarı yolda bıraktın. Muhtaç kal.
Hiç bir şey ait olmadığın yerde kalmak kadar acıtmaz.
Çıkıp saatlerce dolaşmak istiyorum. Ama kafam benimle gelmesin.
Zordur sevmeyenin seveni olmak.
Yavaşça vazgeçiyorum.
Oturalım bir yere, neden biz olamadık anlat.
En kötüsü de kötü hissediyorsun ama yazacak kimsen yok.
Bana buna mı kızdın deme, seni ne bu raddeye getirdi diye sor. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam; bana içinde ne birikti diye sor. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa eğer; kaç kere susturuldun diye sor.
Umut edip üzülmeye alıştık.
Seninle yollarımız kesişsin isterdim ama görüyorum ki birbirimizden kilometrelerce uzağız.
Ne sevgiliyiz ne arkadaş. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız.
Ben onu sonu böyle bitsin diye sevmemiştim.
Sen yoksun, inan bir tek sen lazımken.
Şu an ne hissediyorum biliyor musun? Çaresiz veya kızgın hissetmiyorum. İyi veya kötü hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. -Ki bu harika hissettiriyor.
Bilemezsin. Bilemezsiniz. Ne yaşadığımı, ne hissettiğimi… Her yalnız kaldığım an toparlamaya çalıştığım o parçalarımı göremezsiniz.
Sonra kırıldım, tam seni seven yerimden.
Ona içindekileri söyle dedim ve içimden sessizce dua ettim, adımı söylemesi için.
Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs ne yalnız ne de aşık.
Değer miydi? Değerdi; ama değmedi. Olur muydu? Olurdu; ama olmadı.
Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.
Napıyosun sorusunun cevabı iyiyim değil bu konuda bi anlaşalım artık.
Mutlu olduğum anları seninle paylaşamamak büyük mutsuzluk.
Yaralarımın içinden en çok kanayansın.
“Alıştım artık” cümlesi çok umutsuz değil mi?
Çok seven insanları yarım bırakacak kadar karaktersizsiniz.
İnceldiği yerden kopsa yadırgamazdım ama hiç kopmaz dediğim yerden koptu.
[/random]