Güzel Sözler

Damar Sözler

Sponsor

Kahpeliğin okulu yok ama mezunu çok.

Ah ulan ayrılık bir tek seninle ayrılamadık.

Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı Sorun yok ben zaten hiç kırmızıda durmadım..!!

Bakacağın yüze sakın ola utanacağın bir söz söyleme…

Canı yanmış insanlar tehlikelidir. Nasıl savaşacaklarını öğrenmişlerdir.

Bütün gün yine seni özlemekle geçti… Sevip sarılmamakla, mesafelere kızıp dokunmamakla…

Yıkılan sadece hayallerim, kişiliğim ve karakterim değil…

Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.

İçiniz kahpelik, dışınız sahtelik!

Cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca “Yarın yeniden deneyeceğim” demektir.

Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.

Nasıl gülebilir insan, şans bile yüzüne ağlarken…

Bazen doğru olanı yapmak için, en çok istediklerimizden vazgeçmememiz gerekir. Hayallerimizden bile.

Yıllar geçse geri dönmem seni sevemem artık. Unut gitsin her şey bitti beni bekleme artık! 

Çıkartın sigaraları… Bu gece hayal kuracağız!

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be olum.

Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.

İstersem çare, istemezsem bahane bulurum. Sen rahat ol!

Adına “sen” dediğim hayallerimin baharında, yaprak dökümüne şahit oldu harabe gönlüm…

Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.

Yüreğime saplanmış bir kurşunsun sen ömür boyu acıtacaksın…

Ben düşüncülerimi diğer insanların fikrini değiştirecek diye paylaşmam. Ben düşüncelerimi benim gibi düşünen insanlarla yalnız olmadıklarını bilmeleri için paylaşırım.

Ne yaptıysam seni unutamadım…

Daha iyi olanı değil! Sana kendini iyi hissettiren birini seçmelisin.

Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatandır. Unutma.

Seni unutmak için ettiğim yeminlerin sayısını unuttum; seni unutamadım!

Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde… Ne yaptıysam seni unutamadım.

“İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanda yanlış kişilerle doldurmaktır.” – Charles Bukowski

Ve şükür. Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin.

Sponsor

Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.

Aramızda bir harfin lafımı olur sevgilim ha gittin ha ittin.

Ve sonra anlıyorsun. Hiç kimsenin hiçbir şeye değmediğini…

İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar…

Çok pahalısın ulan mutluluk. O kadar param yok.

Bazı kadınlar do tan baş roldür bayım… Ondandır, figüran olmayışları, kısa metrajlı uyduruk sevdalarınıza…

İki şey yıkar insanı; dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet!

İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.

Unutulmak kadar acıdır bazen yaşamak.

Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.

Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.

Sponsor

Bir gün aynı demlikten çay içersek anlatırım sana… Gökyüzü neden mavidir?

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsınızdır.

Çektiğini acı sanıyorsan, bir de anasız babasız büyümeye çalışan çocuklara bak. Allaha nankörlük etme, bu haline şükret evlat.

Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.

Oksijeni bilmem ama kokun şart.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsındır.

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

Seni seviyorum diyen sözlere değil, senin için ağlayan gözlere inanın.

“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.

Belki yanlış zamandım belki de yanlış yerdim ama yanlış kişi değildim.

Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.

Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.

Geçen gün arkadaşlar meyhaneye gitti. GAM’sız almadılar.

Oyun bitti perde kapandı gerçek hayata hoş geldin.

Benim sana koşmaktan dizlerim kan revan içinde… Sen çakıl taşını bahane ediyorsun.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Birlikte geçiremediğimiz her gün ayrı bir müebbet gönlümde.

İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor, ardına dönüp giden sen misin be kadın… Gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme. Üstüme basıp geçme yar.

Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…

Tek ihtiyacım birazcık sen.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

“Bir yudum almaz mısın kahvenden? Yoksa korktun mu beni 40 yıl sevmekten.” – Cemal Süreya

Ellerin merhametin memleketidir, avuçlarına sığınan yarsız yurtsuz mülteciyim sevgili! 

Şurama batan diyor ya şair. Şurama batan özlem demeselerdi bıçak derdim.

İçime attıklarım benden daha ağır.

Çok güzel gülen insanlar var; içleri paramparça!

Umudun rengi siyah olunca, kör olmamak elde değil.

Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.

Sabrıma ağır gelen insanlar var. Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.

Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.

Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşktan içimde bir acı kaldı! 

Düşene tekme atmak bize yakışmaz. Kalkınca hesaplaşırız.

Gidene üzülme, sevse gitmezdi. Gelene sevinme, o da başkasından geldi.

Sakat ol, topal ol, sağır ol, duygusuz ol, hissiz ol, lal ol, kör ol… Ama asla “ŞEREFSİZ” olma!

Ne kadar gülersen gül, mutsuzsan annen gözlerinden anlar.

Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

Benim aklıma gelip başkasına gittin.

Kardan adam olur, senden adam olmaz.

Size sıradan biriymiş gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.

Beni aşka öyle aç bıraktın ki, yokluğunda kendi duygularımı katık yapıp yedim. Şimdi bir garibim sevdanın yolunda, durağım belli değil, gideceğim yer belli değil.

Kalbime binlerce kez bıçak saplamışsın ama birini çekip çıkarsa affedeceğim…

Sensiz her gece üzülüyorum ama her gecenin sonu sabah biliyorum…

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Mevzu derin, sana aşığım.

Bazen insan öyle delice sever ki, yalan olsa inanır, yılan olsa sarılır…

Hayatı yaşayamam diye korkacağına, hayat akıp giderken sızıntı yapan yeri bul ve durdur zamanı. İçinde bulunduğun anı yaşamayacaksan, ne anlamı kalır ki nefes almanın.

Acıt beni gerçekle ama asla rahatlatma yalanla.

Ruh; her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Esas zorluk zihni susturmaktır.

Hiç içmemeliydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözüm oIsun, ne olacaksa oIsun… Ben sana yanarken, kim bilir sen nerelerde üşüyorsun.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

En zoru da ne biliyor musun? Sen sevmeyi bense unutmayı başkalarından öğreneceğiz.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Bir kere düşsem, iki kere kalkarım. Herkes rahatına baksın!

O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?

Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.

Sakın ümidini kesenlerden olma…

Düşerken iki şeyi asla unutma: kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını. Ayağa tekrar kalkınca lazım olacak.

Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.

Erkek adamda herkes gibi hata yapar ancak asla ama asla yamuk yapmaz.

Üzüleceğinizi bile bile üstünüze gelenleri affetmeyin. Bilerek kendinden güçsüzü ezenler, ezilmeyi hak ederler.

Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.

Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa! 

Güldün… Ve benimde hikayem başladı…

Senin söylediklerinden şiir yazılır benim söylediklerimden destan yazılır.

Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim. 

Ayakta kalmasını bilen insanlar için, kaybetmek büyük bir mesele değildir.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim. Ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz.

Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.

İnsanlar kırmızı güllerin peşinden koşarken altında ezdikleri papatyaların farkına bile varmazlar.

Sizin geçtiğiniz yollardan biz vazgeçeli çok oldu.

Mevla’m görelim neyler. Neylerse güzel eyler.

Gerçek şu ki; hayallerimizdeki insanların hayallerindeki insanlar değiliz.

Kıyısında zaman geçirdiğimiz denizlerde boğulduk.

Varsın olmasın hayatta her istediğimiz, Biz olana “Elhamdülillah”, olmayana da “Eyvallah” demesini biliriz.

Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.

Sevdanı bulutların üzerine yazmışsın. Yağmur olarak dökülüyor gözlerimden.

Kurulu bir düzenim olsun isterken, meğer ne çok dağılmışım ben!

Olursa olur, olmazsa bir sigara daha yakarız.

İlk defa yıkılmadık ki bu yalancı dünyada… Elbet yine kalkarız.

Mesele sevmek değil! Kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek. Kırmadan, yıkmadan, dökmeden ve acıtmadan…

Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.

Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.

Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Efkarıma bir el uzat, özlemekten yorgun düştüm! 

Gel neredeysen gel yapamıyorum. Gel ayna da kendime bakamıyorum!

Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…

Akşam olunca sadece havalar kararmıyor.

Vazgeçmek yok güzel insan! Bak Allah var, umut var…

Kırılan sigaradan duman gelmiyorsa, kırılmış kalpten de sevgi bekleme…

Seni gerçekten seven bir yolunu bulur ve sana kalır. Kendinden bile gider ama sana hep gelir.

Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden. 

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır

Sevgiliye Damar Sözler

Seni içimde yaşatmak için kimleri öldürdüm bi bilsen…

En iyi ilaç ellerindi.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Barışalım mı +Hayır -Neden +Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi? -Peki sen hiç bardak kırık diye sudan vazgeçtin mi?

‘UNUT’ demekten daha büyük bir küfür yoktur benim yüreğimin lugatında.

Benim sana anlatacak kelimelerim bitti feda ettiğim gençliğim gibi.

Misafirin çocuğu gibiydin. Geldin, dağıttın ve gittin.

Cevabımın şiddetinden susuyorum!

Şairlerde bizim gibi aslında onlar yaşadıklarını kağıtlara, biz ise sokaklara döktük.

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Mutsuz değilim.. Mutlu da değilim … “Hissizim”.

Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Kafamda bitenlerin geri dönüşü yok.

“Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…”
– Can Yücel

O okumadığı için yazmıyorum.

Gözümü boyamaya çalışma olum, benim dünyam zaten rengarenk.

Zehir olsa içerim ellerinden, yalan olsa çeker giderim nefretimden, ellerinle al sevgini pas tutmuş şu kalbimden..

Bir hasret kadar uzak olsan da bir nefes kadar yakınsın yüreğime ömrüme ömür katan yarim.

Ne sevene düşmanım ne sevdiğime pişmanım seninle olmak varken sensizliğe isyanım ölümüne isyan!

Şu çivisi çıkmış dünyada duvara astığım en güzel resimsin.

Bi körün bi sağıra “çok güzelsin” demesi gibi aşk.

Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak için de olsa gözlerini özledim.

Paraya güvenme, kadına güvenme.. İkisine de sahip olursan ,kendine güvenme…

Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…

Ne kadar unuttum desem de onu görünce her şey yalan oluyormuş.

Sevdiğin kadar sevilirsin diyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta.

Biz içtiklerimizin değil sevdiklerimizin sarhoşuyuz.

Gözlerinin ‘kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘sende kalayım!

Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.

Ne kadar seviyorsun dersen; O kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.

Cinayet saati neredeydin diye sorarlarsa unutma ‘gidiyordum’ diyeceksin.

Damar ve Ağır Sözler

Hani insan ağlamak ister, gözlerinden yaş gelmez, hani gülmek ister, yürekten gülmez. Hani birini bekler o hiç gelmez. İşte o zaman ölmek ister de ecel gelmez.

Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.

Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin!

Ben ölseydim ağlayacağını düşünüyorum ama sen ağlasaydın ben ölürdüm sevgilim.

Suç benim değil ki. Şiir kokuyordu bakışların. Yazmamak gözlerine ihanet olurdu.

Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.,

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.

Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.

Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.

Bazen insan öyIe deIice sever ki, yaIan oIsa inanır, yıIan oIsa sarıIır.

Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.

Hiç içmemeIiydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözlüm olsun, ne oIacaksa olsun.

Yeri gelir sevmiş olduğun kişinin nefes aldığını bilmek sana yeterli gelir.

Uykulu gözlerini sevdiğin adam, sana yazar oldu bak hiç uyumadan.

Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi.

Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.

Karaktersiz insanların seviyesiz değerlerine çok yakışıyorsun Bu seneki yılın alçağı ödülünü sana verecekler diye duydum.

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen!

Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar. Normal insanlar sonuçları tartışırlar. Küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar.

Sonra bir sigara yakıyorsun. Gökyüzünü seyrediyorsun. Bakıyorsun hala her şey yerli yerinde, sen sadece kendini ziyan etmişsin.

Sen sevdiğin için sakın utanma, çünkü utanması gereken; sevildiğini bildiği halde sevmesini bilmeyendir.

Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım severek çektiğim ahımsın.

Ben sana yanarken, kim bilir sen nereIerde üşüyorsun.

Gece midir insanı hüzünlendiren yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?

Bir kere girdimi aşk virüsü kanser gibi sarar, tüm bedeni ne öldürür nede güldürür, ruh bedende olduğu sürece süründürür.

Kolumuzu ısırarak yapardık saatleri; sanki o kadarcıkken zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi…

Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya yağmursan ıslanmaya soğuksan donmaya geldim.

Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.

Kaybedecek bir sen kaldın hayatımda, aslında hayat sendin aslında ve gerisi kaybedilmemişti. Sadece yalanlar gitti, geriye gerçek aşkın kaldı sevgili.

Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.

Defter aynı olduğu sürece, yeni bir sayfa açmanın ne anlamı var?

Yüz kere yere düşmüş olayım; başkalarına çelme takan biri olmayacağım. Ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.

Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte.

Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.

Seni seviyorum, duvar yazısı değil, alın yazısıdır. Herkese söylenmez.

Bilseydim dünyanın keşkelerden kurulduğunu, küçükken ne olmak istiyorsun diye sorduklarında, mutlu olmak istiyorum derdim!

En çok incittiğimiz kişilerin, aslında en sevdiklerimiz oluşu ne garip değil mi?

Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…

Ağır Damar Sözler Kısa

Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.

Bazen en uzun yolculuk iki insan arasındaki mesafedir.

O okumadığı için yazmıyorum.

Z or günler dostu düşmanı ayıklamak için var.

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.

Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Kötü günümde katkın yoksa eğer iyi günümde olmasan da olur.

Gönül yorgun düştüğünde yürek dilsiz kalır.

Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.

Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.

İncit beni gerçek ile. Ama asla rahatlatma yalan ile.

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.

Boğazımda kalan mutluluğu sırtıma vura vura çıkardılar.

Çıkartın sigaraları, bu gece hayal kuracağız.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Tek ihtiyacım birazcık sen.

Şerefsizlik mertebesinde eşin benzerin yok. En önde bayrak taşıyıcısın.

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Beni kaybetmeyi başaranı asla kazanmak için uğraşmam.

Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırgınım sana.

İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

Bazen damar sözler kısa olmalı. Laf kalabalığı yapmadan duyguları anlatmalı.

Her gün aklıma geliyorsun ama bir selam vermiyorsun.

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Oksijeni bilmem ama kokun şart.

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.

Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.

Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Dil susarsa bi çare lakin yürek susarsa ne çare.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Çok pahalısın ulan mutluluk.

Ayrılık Sözleri Damar

Kadın yüzünde ki sivilceleri bile fondötenle gizleyebiliyor. Sen, onun acı çektiğini nerden anlayacaksın ki.

İyileştirir diye umut olarak gördüklerimiz tekrardan yaralayıp terk ediyorlar bizi.

Avuç doIusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.

Giderken Allaha emanet ol dedi! Güldüm zaten başka kimim var ki?

Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.

Öyle yorgun ki hislerim. Artık sana karşı bir şey hissetmeye bile dermanı yok.

O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…

Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.

Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.

Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.

Benim aklıma gelip başkasına gittin.

Helal etmiyorum sana, senin için uykusuz kaldığım geceleri.

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı ikisi de rezil. Daha öncede gitmiştim ama böyle kalarak değil böyle kalarak değil.

Gidene üzülme sevse gitmezdi. Gelene sevinme o da başkasından geldi.

Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma. Vücudum yağmur sonrası toprak koksun.

Ey gönlüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.

Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!

Terkedilen çabuk büyür, hüzün kalana düşse de pişmanlık hep gidenin payına!

Bu ayrılık adil değil kokun ben de, aklım sende kalıyor.

Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?

Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.

Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.

SensizIiğe yenilmek, sana yenilmekten zor oIsa da.. Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak, seni içimden ayrılıyorum.

Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…

Damardan Özlem Sözleri

Özlerim ben seni seninle bile, vuslat mı hasret mi adını sen koy, aşkınla yakıp da düşürdün dile sevgi mi nefret mi adını sen koy.

Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.

“Sus” be yüreğim, bende biliyorum özlediğimi! Sus ki bilmesin özlediğimi!

Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen ben şimdi aşk karınla sana ne şiirler yazarım.

Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be oğlum.

Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin, zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.

Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin. Her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki istesen de silemezsin.

Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.

VusIat mı hasret mi ismini sen koy.

Özleyenler ve unutamayanlar için en güzel damar sözler…

Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…

“Neyin var?” sorusuna “sen yoksun!” diyesim var. Bildiğin gibi değil.

Hayır, ben iyiyim. Sadece hayatım b*k gibi sevdiğim insanları kaybediyorum, gitme diyemiyorum, uyuyamıyorum, özlüyorum ve yoruldum.

Kaç kadeh kırıIdı sarhoş gönIümde. Ne yaptıysam seni unutamadım.

Ne zaman seni düşünsem, ardından bir çakmak çıkıyor cebimden ve ciğerime derin bir duman çekiyorum.

Tek ihtiyacım birazcık sen.

“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…

Bazıları özledim diyemez, bir sigara daha yakar.

Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim hasretim bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim öfkem kinim sevincim umudum düşüm rüyam hayalim ama en çok ağlatan en çok kanatansın… Sen tarifi imkansızımsın.

Dünyanın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Manalı Damar Sözler

Umut edip üzülmeye alıştık.

Şu an ne hissediyorum biliyor musun? Çaresiz veya kızgın hissetmiyorum. İyi veya kötü hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. -Ki bu harika hissettiriyor.

Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs ne yalnız ne de aşık.

Mutlu olduğum anları seninle paylaşamamak büyük mutsuzluk.

Ne sevgiliyiz ne arkadaş. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız.

Bazen dışarı çıkıp kendimi anlayana kadar yürümek istiyorum.

Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.

Yaralarımın içinden en çok kanayansın.

İnceldiği yerden kopsa yadırgamazdım ama hiç kopmaz dediğim yerden koptu.

Seninle zor. Ama sensiz de olmuyor.

Çıkıp saatlerce dolaşmak istiyorum. Ama kafam benimle gelmesin.

Çok seven insanları yarım bırakacak kadar karaktersizsiniz.

Seninle yollarımız kesişsin isterdim ama görüyorum ki birbirimizden kilometrelerce uzağız.

En kötüsü de kötü hissediyorsun ama yazacak kimsen yok.

“Alıştım artık” cümlesi çok umutsuz değil mi?

Sen yoksun, inan bir tek sen lazımken.

Ona içindekileri söyle dedim ve içimden sessizce dua ettim, adımı söylemesi için.

Yavaşça vazgeçiyorum.

Bilemezsin. Bilemezsiniz. Ne yaşadığımı, ne hissettiğimi… Her yalnız kaldığım an toparlamaya çalıştığım o parçalarımı göremezsiniz.

Napıyosun sorusunun cevabı iyiyim değil bu konuda bi anlaşalım artık.

Değer miydi? Değerdi; ama değmedi. Olur muydu? Olurdu; ama olmadı.

Oturalım bir yere, neden biz olamadık anlat.

Ben onu sonu böyle bitsin diye sevmemiştim.

Sonra kırıldım, tam seni seven yerimden.

Bana buna mı kızdın deme, seni ne bu raddeye getirdi diye sor. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam; bana içinde ne birikti diye sor. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa eğer; kaç kere susturuldun diye sor.

Zordur sevmeyenin seveni olmak.

Üç gülsek, beş ağlatıyorlar.

Hiç bir şey ait olmadığın yerde kalmak kadar acıtmaz.

Umut verip yarı yolda bıraktın. Muhtaç kal.

Mükemmelliğe gerek yok, sahte olmayın yeter.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu