Damar Sözler
Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.
Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.
Olursa olur, olmazsa bir sigara daha yakarız.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
“Bir yudum almaz mısın kahvenden? Yoksa korktun mu beni 40 yıl sevmekten.” – Cemal Süreya
İçiniz kahpelik, dışınız sahtelik!
Ne kadar gülersen gül, mutsuzsan annen gözlerinden anlar.
O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…
Yıllar geçse geri dönmem seni sevemem artık. Unut gitsin her şey bitti beni bekleme artık!
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.
Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.
Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden.
Seni gerçekten seven bir yolunu bulur ve sana kalır. Kendinden bile gider ama sana hep gelir.
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Oyun bitti perde kapandı gerçek hayata hoş geldin.
Sakın ümidini kesenlerden olma…
Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.
İçime attıklarım benden daha ağır.
Düşerken iki şeyi asla unutma: kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını. Ayağa tekrar kalkınca lazım olacak.
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
Beni aşka öyle aç bıraktın ki, yokluğunda kendi duygularımı katık yapıp yedim. Şimdi bir garibim sevdanın yolunda, durağım belli değil, gideceğim yer belli değil.
Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.
Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde… Ne yaptıysam seni unutamadım.
Kahpeliğin okulu yok ama mezunu çok.
Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim. Ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz.
Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.
Gidene üzülme, sevse gitmezdi. Gelene sevinme, o da başkasından geldi.
Erkek adamda herkes gibi hata yapar ancak asla ama asla yamuk yapmaz.
Adına “sen” dediğim hayallerimin baharında, yaprak dökümüne şahit oldu harabe gönlüm…
Yüreğime saplanmış bir kurşunsun sen ömür boyu acıtacaksın…
Canı yanmış insanlar tehlikelidir. Nasıl savaşacaklarını öğrenmişlerdir.
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.
İlk defa yıkılmadık ki bu yalancı dünyada… Elbet yine kalkarız.
Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.
Yıkılan sadece hayallerim, kişiliğim ve karakterim değil…
Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.
Bir kere düşsem, iki kere kalkarım. Herkes rahatına baksın!
Kıyısında zaman geçirdiğimiz denizlerde boğulduk.
Gerçek şu ki; hayallerimizdeki insanların hayallerindeki insanlar değiliz.
Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.
“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…
Kardan adam olur, senden adam olmaz.
Mevzu derin, sana aşığım.
Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar…
Çektiğini acı sanıyorsan, bir de anasız babasız büyümeye çalışan çocuklara bak. Allaha nankörlük etme, bu haline şükret evlat.
Bir gün aynı demlikten çay içersek anlatırım sana… Gökyüzü neden mavidir?
Bütün gün yine seni özlemekle geçti… Sevip sarılmamakla, mesafelere kızıp dokunmamakla…
Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.
Çok güzel gülen insanlar var; içleri paramparça!
Ruh; her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Esas zorluk zihni susturmaktır.
Benim sana koşmaktan dizlerim kan revan içinde… Sen çakıl taşını bahane ediyorsun.
Ve sonra anlıyorsun. Hiç kimsenin hiçbir şeye değmediğini…
Efkarıma bir el uzat, özlemekten yorgun düştüm!
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır
Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatandır. Unutma.
Cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca “Yarın yeniden deneyeceğim” demektir.
Kurulu bir düzenim olsun isterken, meğer ne çok dağılmışım ben!
Nasıl gülebilir insan, şans bile yüzüne ağlarken…
Daha iyi olanı değil! Sana kendini iyi hissettiren birini seçmelisin.
Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.
Seni seviyorum diyen sözlere değil, senin için ağlayan gözlere inanın.
Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.
Acıt beni gerçekle ama asla rahatlatma yalanla.
Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?
Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be olum.
Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.
Sensiz her gece üzülüyorum ama her gecenin sonu sabah biliyorum…
Hayatı yaşayamam diye korkacağına, hayat akıp giderken sızıntı yapan yeri bul ve durdur zamanı. İçinde bulunduğun anı yaşamayacaksan, ne anlamı kalır ki nefes almanın.
Vazgeçmek yok güzel insan! Bak Allah var, umut var…
Ben düşüncülerimi diğer insanların fikrini değiştirecek diye paylaşmam. Ben düşüncelerimi benim gibi düşünen insanlarla yalnız olmadıklarını bilmeleri için paylaşırım.
Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…
Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı Sorun yok ben zaten hiç kırmızıda durmadım..!!
Umudun rengi siyah olunca, kör olmamak elde değil.
Aramızda bir harfin lafımı olur sevgilim ha gittin ha ittin.
Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.
Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…
Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.
Ne yaptıysam seni unutamadım…
Kalbime binlerce kez bıçak saplamışsın ama birini çekip çıkarsa affedeceğim…
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
Bazen doğru olanı yapmak için, en çok istediklerimizden vazgeçmememiz gerekir. Hayallerimizden bile.
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.
Unutulmak kadar acıdır bazen yaşamak.
Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.
Ayakta kalmasını bilen insanlar için, kaybetmek büyük bir mesele değildir.
Sen benim en güzel hislerimsin.
Birlikte geçiremediğimiz her gün ayrı bir müebbet gönlümde.
Kırılan sigaradan duman gelmiyorsa, kırılmış kalpten de sevgi bekleme…
Akşam olunca sadece havalar kararmıyor.
Bazen insan öyle delice sever ki, yalan olsa inanır, yılan olsa sarılır…
Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.
Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.
Bazı kadınlar do tan baş roldür bayım… Ondandır, figüran olmayışları, kısa metrajlı uyduruk sevdalarınıza…
Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa!
Senin söylediklerinden şiir yazılır benim söylediklerimden destan yazılır.
Üzüleceğinizi bile bile üstünüze gelenleri affetmeyin. Bilerek kendinden güçsüzü ezenler, ezilmeyi hak ederler.
Size sıradan biriymiş gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.
Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.
En zoru da ne biliyor musun? Sen sevmeyi bense unutmayı başkalarından öğreneceğiz.
Ah ulan ayrılık bir tek seninle ayrılamadık.
Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.
Şurama batan diyor ya şair. Şurama batan özlem demeselerdi bıçak derdim.
Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.
Mevla’m görelim neyler. Neylerse güzel eyler.
Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.
Güldün… Ve benimde hikayem başladı…
Sevdanı bulutların üzerine yazmışsın. Yağmur olarak dökülüyor gözlerimden.
İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor, ardına dönüp giden sen misin be kadın… Gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme. Üstüme basıp geçme yar.
Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.
“İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanda yanlış kişilerle doldurmaktır.” – Charles Bukowski
Oksijeni bilmem ama kokun şart.
Çıkartın sigaraları… Bu gece hayal kuracağız!
Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.
Hiç içmemeliydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözüm oIsun, ne olacaksa oIsun… Ben sana yanarken, kim bilir sen nerelerde üşüyorsun.
Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
Sabrıma ağır gelen insanlar var. Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.
İki şey yıkar insanı; dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet!
Bakacağın yüze sakın ola utanacağın bir söz söyleme…
İstersem çare, istemezsem bahane bulurum. Sen rahat ol!
Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.
Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.
Ellerin merhametin memleketidir, avuçlarına sığınan yarsız yurtsuz mülteciyim sevgili!
Belki yanlış zamandım belki de yanlış yerdim ama yanlış kişi değildim.
“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsındır.
Benim aklıma gelip başkasına gittin.
Varsın olmasın hayatta her istediğimiz, Biz olana “Elhamdülillah”, olmayana da “Eyvallah” demesini biliriz.
Sakat ol, topal ol, sağır ol, duygusuz ol, hissiz ol, lal ol, kör ol… Ama asla “ŞEREFSİZ” olma!
Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.
Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.
Seni unutmak için ettiğim yeminlerin sayısını unuttum; seni unutamadım!
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Mesele sevmek değil! Kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek. Kırmadan, yıkmadan, dökmeden ve acıtmadan…
“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsınızdır.
Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.
İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?
Çok pahalısın ulan mutluluk. O kadar param yok.
İnsanlar kırmızı güllerin peşinden koşarken altında ezdikleri papatyaların farkına bile varmazlar.
Sizin geçtiğiniz yollardan biz vazgeçeli çok oldu.
Geçen gün arkadaşlar meyhaneye gitti. GAM’sız almadılar.
Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşktan içimde bir acı kaldı!
Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.
Ve şükür. Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin.
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.
Gel neredeysen gel yapamıyorum. Gel ayna da kendime bakamıyorum!
Düşene tekme atmak bize yakışmaz. Kalkınca hesaplaşırız.
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.
Sevgiliye Damar Sözler
Gözlerinin ‘kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘sende kalayım!
Kafamda bitenlerin geri dönüşü yok.
Benim sana anlatacak kelimelerim bitti feda ettiğim gençliğim gibi.
Sevdiğin kadar sevilirsin diyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta.
Şu çivisi çıkmış dünyada duvara astığım en güzel resimsin.
Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.
Seni içimde yaşatmak için kimleri öldürdüm bi bilsen…
Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
Barışalım mı +Hayır -Neden +Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi? -Peki sen hiç bardak kırık diye sudan vazgeçtin mi?
Paraya güvenme, kadına güvenme.. İkisine de sahip olursan ,kendine güvenme…
Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
Bir hasret kadar uzak olsan da bir nefes kadar yakınsın yüreğime ömrüme ömür katan yarim.
Bi körün bi sağıra “çok güzelsin” demesi gibi aşk.
Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.
O okumadığı için yazmıyorum.
Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak için de olsa gözlerini özledim.
Biz içtiklerimizin değil sevdiklerimizin sarhoşuyuz.
Ne sevene düşmanım ne sevdiğime pişmanım seninle olmak varken sensizliğe isyanım ölümüne isyan!
Gözümü boyamaya çalışma olum, benim dünyam zaten rengarenk.
Cevabımın şiddetinden susuyorum!
En iyi ilaç ellerindi.
Cinayet saati neredeydin diye sorarlarsa unutma ‘gidiyordum’ diyeceksin.
Misafirin çocuğu gibiydin. Geldin, dağıttın ve gittin.
Mutsuz değilim.. Mutlu da değilim … “Hissizim”.
Şairlerde bizim gibi aslında onlar yaşadıklarını kağıtlara, biz ise sokaklara döktük.
Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…
Ne kadar unuttum desem de onu görünce her şey yalan oluyormuş.
‘UNUT’ demekten daha büyük bir küfür yoktur benim yüreğimin lugatında.
Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.
“Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…”
– Can Yücel
Zehir olsa içerim ellerinden, yalan olsa çeker giderim nefretimden, ellerinle al sevgini pas tutmuş şu kalbimden..
Ne kadar seviyorsun dersen; O kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.
Damar ve Ağır Sözler
Gece midir insanı hüzünlendiren yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Yeri gelir sevmiş olduğun kişinin nefes aldığını bilmek sana yeterli gelir.
Suç benim değil ki. Şiir kokuyordu bakışların. Yazmamak gözlerine ihanet olurdu.
Kolumuzu ısırarak yapardık saatleri; sanki o kadarcıkken zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi…
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen!
Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi.
Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.
Bilseydim dünyanın keşkelerden kurulduğunu, küçükken ne olmak istiyorsun diye sorduklarında, mutlu olmak istiyorum derdim!
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya yağmursan ıslanmaya soğuksan donmaya geldim.
Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.
Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte.
Uykulu gözlerini sevdiğin adam, sana yazar oldu bak hiç uyumadan.
Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…
Bazen insan öyIe deIice sever ki, yaIan oIsa inanır, yıIan oIsa sarıIır.
Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.
Defter aynı olduğu sürece, yeni bir sayfa açmanın ne anlamı var?
Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.,
Seni seviyorum, duvar yazısı değil, alın yazısıdır. Herkese söylenmez.
Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım severek çektiğim ahımsın.
Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin!
Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.
Sen sevdiğin için sakın utanma, çünkü utanması gereken; sevildiğini bildiği halde sevmesini bilmeyendir.
En çok incittiğimiz kişilerin, aslında en sevdiklerimiz oluşu ne garip değil mi?
Ben sana yanarken, kim bilir sen nereIerde üşüyorsun.
Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.
Hani insan ağlamak ister, gözlerinden yaş gelmez, hani gülmek ister, yürekten gülmez. Hani birini bekler o hiç gelmez. İşte o zaman ölmek ister de ecel gelmez.
Yüz kere yere düşmüş olayım; başkalarına çelme takan biri olmayacağım. Ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.
Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.
Hiç içmemeIiydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözlüm olsun, ne oIacaksa olsun.
Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.
Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm.
Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar. Normal insanlar sonuçları tartışırlar. Küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar.
Karaktersiz insanların seviyesiz değerlerine çok yakışıyorsun Bu seneki yılın alçağı ödülünü sana verecekler diye duydum.
Ben ölseydim ağlayacağını düşünüyorum ama sen ağlasaydın ben ölürdüm sevgilim.
Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.
Bir kere girdimi aşk virüsü kanser gibi sarar, tüm bedeni ne öldürür nede güldürür, ruh bedende olduğu sürece süründürür.
İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.
Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.
Sonra bir sigara yakıyorsun. Gökyüzünü seyrediyorsun. Bakıyorsun hala her şey yerli yerinde, sen sadece kendini ziyan etmişsin.
Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.
Kaybedecek bir sen kaldın hayatımda, aslında hayat sendin aslında ve gerisi kaybedilmemişti. Sadece yalanlar gitti, geriye gerçek aşkın kaldı sevgili.
Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.
Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.
Ağır Damar Sözler Kısa
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.
Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.
Dil susarsa bi çare lakin yürek susarsa ne çare.
Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.
Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
Bazen en uzun yolculuk iki insan arasındaki mesafedir.
Kötü günümde katkın yoksa eğer iyi günümde olmasan da olur.
Boğazımda kalan mutluluğu sırtıma vura vura çıkardılar.
İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?
Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırgınım sana.
Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.
O okumadığı için yazmıyorum.
Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.
Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.
Her gün aklıma geliyorsun ama bir selam vermiyorsun.
Çok pahalısın ulan mutluluk.
Beni kaybetmeyi başaranı asla kazanmak için uğraşmam.
Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.
Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.
Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.
Çıkartın sigaraları, bu gece hayal kuracağız.
Oksijeni bilmem ama kokun şart.
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.
Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.
Sen benim en güzel hislerimsin.
Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…
İncit beni gerçek ile. Ama asla rahatlatma yalan ile.
Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.
Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.
Şerefsizlik mertebesinde eşin benzerin yok. En önde bayrak taşıyıcısın.
Bazen damar sözler kısa olmalı. Laf kalabalığı yapmadan duyguları anlatmalı.
Gönül yorgun düştüğünde yürek dilsiz kalır.
Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.
Z or günler dostu düşmanı ayıklamak için var.
Ayrılık Sözleri Damar
Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.
Öyle yorgun ki hislerim. Artık sana karşı bir şey hissetmeye bile dermanı yok.
Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma. Vücudum yağmur sonrası toprak koksun.
Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.
Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?
Giderken Allaha emanet ol dedi! Güldüm zaten başka kimim var ki?
Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.
Ey gönlüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.
Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…
Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!
Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.
Benim aklıma gelip başkasına gittin.
Avuç doIusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.
Helal etmiyorum sana, senin için uykusuz kaldığım geceleri.
Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.
SensizIiğe yenilmek, sana yenilmekten zor oIsa da.. Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak, seni içimden ayrılıyorum.
Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!
Kadın yüzünde ki sivilceleri bile fondötenle gizleyebiliyor. Sen, onun acı çektiğini nerden anlayacaksın ki.
Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.
O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…
Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı ikisi de rezil. Daha öncede gitmiştim ama böyle kalarak değil böyle kalarak değil.
Terkedilen çabuk büyür, hüzün kalana düşse de pişmanlık hep gidenin payına!
Gidene üzülme sevse gitmezdi. Gelene sevinme o da başkasından geldi.
İyileştirir diye umut olarak gördüklerimiz tekrardan yaralayıp terk ediyorlar bizi.
Bu ayrılık adil değil kokun ben de, aklım sende kalıyor.
Damardan Özlem Sözleri
Özleyenler ve unutamayanlar için en güzel damar sözler…
Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.
Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin, zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.
Özlerim ben seni seninle bile, vuslat mı hasret mi adını sen koy, aşkınla yakıp da düşürdün dile sevgi mi nefret mi adını sen koy.
“Sus” be yüreğim, bende biliyorum özlediğimi! Sus ki bilmesin özlediğimi!
Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen ben şimdi aşk karınla sana ne şiirler yazarım.
Hayır, ben iyiyim. Sadece hayatım b*k gibi sevdiğim insanları kaybediyorum, gitme diyemiyorum, uyuyamıyorum, özlüyorum ve yoruldum.
Ne zaman seni düşünsem, ardından bir çakmak çıkıyor cebimden ve ciğerime derin bir duman çekiyorum.
Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin. Her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki istesen de silemezsin.
VusIat mı hasret mi ismini sen koy.
Dünyanın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.
“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…
Özlemek denmez buna bunun adı yangın.
Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…
“Neyin var?” sorusuna “sen yoksun!” diyesim var. Bildiğin gibi değil.
Tek ihtiyacım birazcık sen.
Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be oğlum.
Bazıları özledim diyemez, bir sigara daha yakar.
Kaç kadeh kırıIdı sarhoş gönIümde. Ne yaptıysam seni unutamadım.
Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim hasretim bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim öfkem kinim sevincim umudum düşüm rüyam hayalim ama en çok ağlatan en çok kanatansın… Sen tarifi imkansızımsın.
Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.
Manalı Damar Sözler
Napıyosun sorusunun cevabı iyiyim değil bu konuda bi anlaşalım artık.
Çok seven insanları yarım bırakacak kadar karaktersizsiniz.
Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs ne yalnız ne de aşık.
Mükemmelliğe gerek yok, sahte olmayın yeter.
Hiç bir şey ait olmadığın yerde kalmak kadar acıtmaz.
En kötüsü de kötü hissediyorsun ama yazacak kimsen yok.
Değer miydi? Değerdi; ama değmedi. Olur muydu? Olurdu; ama olmadı.
Çıkıp saatlerce dolaşmak istiyorum. Ama kafam benimle gelmesin.
Yavaşça vazgeçiyorum.
Bazen dışarı çıkıp kendimi anlayana kadar yürümek istiyorum.
Sonra kırıldım, tam seni seven yerimden.
Sen yoksun, inan bir tek sen lazımken.
“Alıştım artık” cümlesi çok umutsuz değil mi?
Ne sevgiliyiz ne arkadaş. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız.
Ona içindekileri söyle dedim ve içimden sessizce dua ettim, adımı söylemesi için.
Bilemezsin. Bilemezsiniz. Ne yaşadığımı, ne hissettiğimi… Her yalnız kaldığım an toparlamaya çalıştığım o parçalarımı göremezsiniz.
Üç gülsek, beş ağlatıyorlar.
Umut verip yarı yolda bıraktın. Muhtaç kal.
Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.
Mutlu olduğum anları seninle paylaşamamak büyük mutsuzluk.
Bana buna mı kızdın deme, seni ne bu raddeye getirdi diye sor. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam; bana içinde ne birikti diye sor. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa eğer; kaç kere susturuldun diye sor.
İnceldiği yerden kopsa yadırgamazdım ama hiç kopmaz dediğim yerden koptu.
Zordur sevmeyenin seveni olmak.
Ben onu sonu böyle bitsin diye sevmemiştim.
Seninle yollarımız kesişsin isterdim ama görüyorum ki birbirimizden kilometrelerce uzağız.
Umut edip üzülmeye alıştık.
Oturalım bir yere, neden biz olamadık anlat.
Yaralarımın içinden en çok kanayansın.
Şu an ne hissediyorum biliyor musun? Çaresiz veya kızgın hissetmiyorum. İyi veya kötü hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. -Ki bu harika hissettiriyor.
Seninle zor. Ama sensiz de olmuyor.