Güzel Sözler

Damar Sözler

Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…

Düşerken iki şeyi asla unutma: kimin seni ittiğini ve kimin seni tutmadığını. Ayağa tekrar kalkınca lazım olacak.

Ayakta kalmasını bilen insanlar için, kaybetmek büyük bir mesele değildir.

İçime attıklarım benden daha ağır.

Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.

Aramızda bir harfin lafımı olur sevgilim ha gittin ha ittin.

Gidene üzülme, sevse gitmezdi. Gelene sevinme, o da başkasından geldi.

Belki yanlış zamandım belki de yanlış yerdim ama yanlış kişi değildim.

Kaç kadeh kırıldı sarhoş gönlümde… Ne yaptıysam seni unutamadım.

Yıllar geçse geri dönmem seni sevemem artık. Unut gitsin her şey bitti beni bekleme artık! 

İnsanlar kırmızı güllerin peşinden koşarken altında ezdikleri papatyaların farkına bile varmazlar.

En zoru da ne biliyor musun? Sen sevmeyi bense unutmayı başkalarından öğreneceğiz.

Hayatı yaşayamam diye korkacağına, hayat akıp giderken sızıntı yapan yeri bul ve durdur zamanı. İçinde bulunduğun anı yaşamayacaksan, ne anlamı kalır ki nefes almanın.

Kıyısında zaman geçirdiğimiz denizlerde boğulduk.

Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.

Vazgeçmek yok güzel insan! Bak Allah var, umut var…

Nasıl gülebilir insan, şans bile yüzüne ağlarken…

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Hiç içmemeliydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözüm oIsun, ne olacaksa oIsun… Ben sana yanarken, kim bilir sen nerelerde üşüyorsun.

Ben düşüncülerimi diğer insanların fikrini değiştirecek diye paylaşmam. Ben düşüncelerimi benim gibi düşünen insanlarla yalnız olmadıklarını bilmeleri için paylaşırım.

Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be olum.

Üzüleceğinizi bile bile üstünüze gelenleri affetmeyin. Bilerek kendinden güçsüzü ezenler, ezilmeyi hak ederler.

Bazı kadınlar do tan baş roldür bayım… Ondandır, figüran olmayışları, kısa metrajlı uyduruk sevdalarınıza…

Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.

Unutulmak kadar acıdır bazen yaşamak.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Çok güzel gülen insanlar var; içleri paramparça!

Seni unutmak için ettiğim yeminlerin sayısını unuttum; seni unutamadım!

Ve sonra anlıyorsun. Hiç kimsenin hiçbir şeye değmediğini…

Seni gerçekten seven bir yolunu bulur ve sana kalır. Kendinden bile gider ama sana hep gelir.

Bazen insan öyle delice sever ki, yalan olsa inanır, yılan olsa sarılır…

Bütün gün yine seni özlemekle geçti… Sevip sarılmamakla, mesafelere kızıp dokunmamakla…

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

Çektiğini acı sanıyorsan, bir de anasız babasız büyümeye çalışan çocuklara bak. Allaha nankörlük etme, bu haline şükret evlat.

Ruh; her zaman kendini nasıl iyileştireceğini bilir. Esas zorluk zihni susturmaktır.

Sponsor

Kahpeliğin okulu yok ama mezunu çok.

Gece en karanlık ve ebedi göründüğü zaman gün ışığı en yakındır. Her gecenin bir sabahı vardır.

Ellerin merhametin memleketidir, avuçlarına sığınan yarsız yurtsuz mülteciyim sevgili! 

Kalbime binlerce kez bıçak saplamışsın ama birini çekip çıkarsa affedeceğim…

Oyun bitti perde kapandı gerçek hayata hoş geldin.

İstersem çare, istemezsem bahane bulurum. Sen rahat ol!

Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.

Anlayan yok sözlerimden, uyku firar gözlerimden. 

Birlikte geçiremediğimiz her gün ayrı bir müebbet gönlümde.

Ah ulan ayrılık bir tek seninle ayrılamadık.

Sabrıma ağır gelen insanlar var. Bardak zaten dolu, damlayana yazık olacak.

Erkek adamda herkes gibi hata yapar ancak asla ama asla yamuk yapmaz.

Çok pahalısın ulan mutluluk. O kadar param yok.

Sakın ümidini kesenlerden olma…

Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.

Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.

Bazen doğru olanı yapmak için, en çok istediklerimizden vazgeçmememiz gerekir. Hayallerimizden bile.

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

Bir kere düşsem, iki kere kalkarım. Herkes rahatına baksın!

Sponsor

Bir gün aynı demlikten çay içersek anlatırım sana… Gökyüzü neden mavidir?

Sponsor

Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.

İnsanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar…

Tutacak el bulamazsak, bizde elimizi cebimize koyar yürürüz. Sıkıntı yok.

“İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanda yanlış kişilerle doldurmaktır.” – Charles Bukowski

Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyi umursamayan biri olarak gözükebilirim. Ama içimde kaç farklı dünyanın yıkıldığını siz bilemezsiniz.

Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.

Benim aklıma gelip başkasına gittin.

Oksijeni bilmem ama kokun şart.

Seni seviyorum diyen sözlere değil, senin için ağlayan gözlere inanın.

O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…

Benim sana koşmaktan dizlerim kan revan içinde… Sen çakıl taşını bahane ediyorsun.

Güldün… Ve benimde hikayem başladı…

Olursa olur, olmazsa bir sigara daha yakarız.

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya, yağmursan ıslanmaya, soğuksan donmaya geldim.Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.

Senin söylediklerinden şiir yazılır benim söylediklerimden destan yazılır.

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.

Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.

Beni aşka öyle aç bıraktın ki, yokluğunda kendi duygularımı katık yapıp yedim. Şimdi bir garibim sevdanın yolunda, durağım belli değil, gideceğim yer belli değil.

Size sıradan biriymiş gibi davranan hiç kimseyi sevmeyin.

Kırılan sigaradan duman gelmiyorsa, kırılmış kalpten de sevgi bekleme…

Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

Mesele sevmek değil! Kime sorsam seviyor zaten. Mühim olan güzel sevebilmek. Kırmadan, yıkmadan, dökmeden ve acıtmadan…

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Gel neredeysen gel yapamıyorum. Gel ayna da kendime bakamıyorum!

Ne yaptıysam seni unutamadım…

“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…

Şurama batan diyor ya şair. Şurama batan özlem demeselerdi bıçak derdim.

Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.

Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.

Geçen gün arkadaşlar meyhaneye gitti. GAM’sız almadılar.

Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatandır. Unutma.

Akşam olunca sadece havalar kararmıyor.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Daha iyi olanı değil! Sana kendini iyi hissettiren birini seçmelisin.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

“Bir yudum almaz mısın kahvenden? Yoksa korktun mu beni 40 yıl sevmekten.” – Cemal Süreya

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Mevzu derin, sana aşığım.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı.

Hayat bana hiç yeşil ışık yakmadı Sorun yok ben zaten hiç kırmızıda durmadım..!!

Umudun rengi siyah olunca, kör olmamak elde değil.

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.

Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.

Yüreğime saplanmış bir kurşunsun sen ömür boyu acıtacaksın…

İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?

Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.

Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.

Kurulu bir düzenim olsun isterken, meğer ne çok dağılmışım ben!

Bakacağın yüze sakın ola utanacağın bir söz söyleme…

İki şey yıkar insanı; dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet!

Düşene tekme atmak bize yakışmaz. Kalkınca hesaplaşırız.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Zor günler, dostu düşmanı ayıklamak için var.

İlk defa yıkılmadık ki bu yalancı dünyada… Elbet yine kalkarız.

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Yetimhanede yaşayan küçük bedenlerin, ranzalarına yazdıkları “anne” kelimesi kadar masum olmalı aşk.

Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim. 

Gönül yorgun düştüğünde, yürek dilsiz kalır.

Acıt beni gerçekle ama asla rahatlatma yalanla.

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır

Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?

Sensiz her gece üzülüyorum ama her gecenin sonu sabah biliyorum…

Ne kadar gülersen gül, mutsuzsan annen gözlerinden anlar.

Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.

Sizin geçtiğiniz yollardan biz vazgeçeli çok oldu.

Varsın olmasın hayatta her istediğimiz, Biz olana “Elhamdülillah”, olmayana da “Eyvallah” demesini biliriz.

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

Adına “sen” dediğim hayallerimin baharında, yaprak dökümüne şahit oldu harabe gönlüm…

Cesaret illa kükremek değildir. Bazen, gün biterken, usulca “Yarın yeniden deneyeceğim” demektir.

İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsındır.

Mevla’m görelim neyler. Neylerse güzel eyler.

Tek ihtiyacım birazcık sen.

Sakat ol, topal ol, sağır ol, duygusuz ol, hissiz ol, lal ol, kör ol… Ama asla “ŞEREFSİZ” olma!

İçiniz kahpelik, dışınız sahtelik!

Çıkartın sigaraları… Bu gece hayal kuracağız!

Sevdanı bulutların üzerine yazmışsın. Yağmur olarak dökülüyor gözlerimden.

Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.

Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.

İsyanım yanışıma ölüm bile susuyor, ardına dönüp giden sen misin be kadın… Gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme. Üstüme basıp geçme yar.

Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.

Ben maziyi unuttum hatırlatma bir daha; aşkı gömdüm içime sende sakla toprağa! 

Kardan adam olur, senden adam olmaz.

Ne bileyim be sevgili. Öyle güzel baktın ki gözlerime. Sevmek değil ölmek geldi içimden.

Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.

“Yalnızlık” yazarsın da düzelten olmaz. İşte o zaman yalnızsınızdır.

Her gelen kalbimi yerlere çaldı; her aşktan içimde bir acı kaldı! 

İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.

Canı yanmış insanlar tehlikelidir. Nasıl savaşacaklarını öğrenmişlerdir.

Ve şükür. Tefekküre duran derviş gibi narin… Sızı ince, yara derin.

Gerçek şu ki; hayallerimizdeki insanların hayallerindeki insanlar değiliz.

Efkarıma bir el uzat, özlemekten yorgun düştüm! 

Yıkılan sadece hayallerim, kişiliğim ve karakterim değil…

Sevgiliye Damar Sözler

Şairlerde bizim gibi aslında onlar yaşadıklarını kağıtlara, biz ise sokaklara döktük.

Paraya güvenme, kadına güvenme.. İkisine de sahip olursan ,kendine güvenme…

Barışalım mı +Hayır -Neden +Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi? -Peki sen hiç bardak kırık diye sudan vazgeçtin mi?

“Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; Çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…”
– Can Yücel

O okumadığı için yazmıyorum.

Ben genelde sırılsıklam aşık oluyorum, ama bir de bakıyorum ki bu aşkta ıslanan yine sadece ben oluyorum.

Ne kadar unuttum desem de onu görünce her şey yalan oluyormuş.

‘UNUT’ demekten daha büyük bir küfür yoktur benim yüreğimin lugatında.

Sevdiğin kadar sevilirsin diyen şaire sesleniyorum; çok hayal kuruyorsun be usta.

Gözlerine baktıkça ağlasa da gözlerim, ağlamak için de olsa gözlerini özledim.

Zehir olsa içerim ellerinden, yalan olsa çeker giderim nefretimden, ellerinle al sevgini pas tutmuş şu kalbimden..

Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.

Biz içtiklerimizin değil sevdiklerimizin sarhoşuyuz.

Şu çivisi çıkmış dünyada duvara astığım en güzel resimsin.

En iyi ilaç ellerindi.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…

Ne kadar seviyorsun dersen; O kadar işte. Tavanı kadar sokağın ve dibi kadar cehennemin.

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Kafamda bitenlerin geri dönüşü yok.

Mutsuz değilim.. Mutlu da değilim … “Hissizim”.

Misafirin çocuğu gibiydin. Geldin, dağıttın ve gittin.

Seni içimde yaşatmak için kimleri öldürdüm bi bilsen…

Dünya’nın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Gözlerinin ‘kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘sende kalayım!

Ne sevene düşmanım ne sevdiğime pişmanım seninle olmak varken sensizliğe isyanım ölümüne isyan!

Benim sana anlatacak kelimelerim bitti feda ettiğim gençliğim gibi.

Gözümü boyamaya çalışma olum, benim dünyam zaten rengarenk.

Bir hasret kadar uzak olsan da bir nefes kadar yakınsın yüreğime ömrüme ömür katan yarim.

Cevabımın şiddetinden susuyorum!

Cinayet saati neredeydin diye sorarlarsa unutma ‘gidiyordum’ diyeceksin.

Bi körün bi sağıra “çok güzelsin” demesi gibi aşk.

Damar ve Ağır Sözler

Bazen insan öyIe deIice sever ki, yaIan oIsa inanır, yıIan oIsa sarıIır.

Akıllı insanlar yeni fikirleri tartışırlar. Normal insanlar sonuçları tartışırlar. Küçük insanlarsa başka insanları tartışırlar.

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Hani insan ağlamak ister, gözlerinden yaş gelmez, hani gülmek ister, yürekten gülmez. Hani birini bekler o hiç gelmez. İşte o zaman ölmek ister de ecel gelmez.

Beni kaybetmeyi başardıysan asla kazanmak için uğraşmam.

Bilseydim dünyanın keşkelerden kurulduğunu, küçükken ne olmak istiyorsun diye sorduklarında, mutlu olmak istiyorum derdim!

Ey yar! Seninle ölmeye geldim. Ateşsen yanmaya yağmursan ıslanmaya soğuksan donmaya geldim.

En çok incittiğimiz kişilerin, aslında en sevdiklerimiz oluşu ne garip değil mi?

Sinir uçlarımı yok ettin sevgili. Artık çok istesem de seni sevmeyi, başaramıyorum.

Sen sevdiğin için sakın utanma, çünkü utanması gereken; sevildiğini bildiği halde sevmesini bilmeyendir.

Ölürsem beni yarimin kalbine gömün. Mekanım cennet olsun.

Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.,

İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.

Üzülmem mi sanıyorsun yürek ağlar gözden önce.

Ben sana yanarken, kim bilir sen nereIerde üşüyorsun.

Seni seviyorum, duvar yazısı değil, alın yazısıdır. Herkese söylenmez.

Sevdiklerimiz üzülmesin diye içiniz kan ağlarken bile tebessüm edebilecek kadar güçlü olur seven insan.

Sen benim en doğru yanlışım. Tövbesi olmayan günahımsın. Uzak duramadığım yasaklım en açık ettiğim saklımsın. Sen başımdan giden aklım severek çektiğim ahımsın.

Defter aynı olduğu sürece, yeni bir sayfa açmanın ne anlamı var?

Hiç içmemeIiydim ya, artık sigarayı günde üç pakete çıkarttım. OIsun sen sigaramın ucundaki ateşsin! OIsun deniz gözlüm olsun, ne oIacaksa olsun.

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen!

Balkona çık ve bir sigara daha yak. Acıdan gebersen de gerçekleşmeyecek olan hayallerin şerefine…

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını; herkesin yüzü ıslak, başları eğik, herkes benim hep olduğum gibi.

Gece uyuyamayan insanların gündüze sığmayan acıları vardır.

Ben ölseydim ağlayacağını düşünüyorum ama sen ağlasaydın ben ölürdüm sevgilim.

Aşkta cimrilik olmaz sevdiğim. Aşk sevgiyle büyür doymaz sevgilim. Gönlünü sevene adamadıysan, ne yazık buna aşk denmez sevdiğim.

Kalemimin kurşunu bitmiş, öldüremiyorum seni.

Kaybedecek bir sen kaldın hayatımda, aslında hayat sendin aslında ve gerisi kaybedilmemişti. Sadece yalanlar gitti, geriye gerçek aşkın kaldı sevgili.

Kolumuzu ısırarak yapardık saatleri; sanki o kadarcıkken zamanın canımızı yakacağını anlarmış gibi…

Sonra bir sigara yakıyorsun. Gökyüzünü seyrediyorsun. Bakıyorsun hala her şey yerli yerinde, sen sadece kendini ziyan etmişsin.

Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni. Biraz heyecan, birazda salıncağı başkası kapacak korkusu işte.

Yağmur olsan binlerce damla arasından tutardım seni. Çünkü, Korkarım. Toprak aldığını vermiyor geri.

Gece midir insanı hüzünlendiren yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?

Kalp durduğu zaman değil, unutulduğu zaman ölür.

Bazen diyorum ki; ne olacak söyle gitsin. Sonra diyorum; söyleyince ne olacak, sus bitsin!

Yüz kere yere düşmüş olayım; başkalarına çelme takan biri olmayacağım. Ben kazanan değil, insan olmak istiyorum.

Suç benim değil ki. Şiir kokuyordu bakışların. Yazmamak gözlerine ihanet olurdu.

Bir kere girdimi aşk virüsü kanser gibi sarar, tüm bedeni ne öldürür nede güldürür, ruh bedende olduğu sürece süründürür.

Karaktersiz insanların seviyesiz değerlerine çok yakışıyorsun Bu seneki yılın alçağı ödülünü sana verecekler diye duydum.

Uykulu gözlerini sevdiğin adam, sana yazar oldu bak hiç uyumadan.

Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm.

Manzarası sen ol gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar göreyim.

Biz o ihtimallerin üstünde çok sigara söndürdük.

Yeri gelir sevmiş olduğun kişinin nefes aldığını bilmek sana yeterli gelir.

Ağır Damar Sözler Kısa

Z or günler dostu düşmanı ayıklamak için var.

Dudaklarım cezaevi, dilim gardiyan. İçimde müebbet yemiş hayallerim var.

Dil susarsa bi çare lakin yürek susarsa ne çare.

Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez…

Boğazımda kalan mutluluğu sırtıma vura vura çıkardılar.

Saç diplerimden tırnak uçlarıma kadar kırgınım sana.

Her gün aklıma geliyorsun ama bir selam vermiyorsun.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Bazen en uzun yolculuk iki insan arasındaki mesafedir.

Bazen damar sözler kısa olmalı. Laf kalabalığı yapmadan duyguları anlatmalı.

Sen benim en güzel hislerimsin.

Her sabah uyanıp ilk seni seviyorum.

İncit beni gerçek ile. Ama asla rahatlatma yalan ile.

Kötü günümde katkın yoksa eğer iyi günümde olmasan da olur.

İlk görüşte mi yoksa ilk gülüşte mi?

Boğazımda kalan mutluluğu, sırtıma vura vura çıkardılar.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

O okumadığı için yazmıyorum.

Sonra geldin güldün papatya tarlası oldu çorak topraklar.

Seni içimde yaşatmak için neleri öldürdüm bir bilsen.

Bu kentin en tenha yeri kalbimdir şimdi.

Yeri gelir sevdiğin kişinin yaşadığını bile bilmek sana yeterlidir.

Şerefsizlik mertebesinde eşin benzerin yok. En önde bayrak taşıyıcısın.

Oksijeni bilmem ama kokun şart.

Tek ihtiyacım birazcık sen.

Beni kaybetmeyi başaranı asla kazanmak için uğraşmam.

Çok pahalısın ulan mutluluk.

Masal kitabı gibisin, okuması güzel ama inanması çok zor.

Gönül yorgun düştüğünde yürek dilsiz kalır.

İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.

Sen kokuyor yokluğunda içtiğim sigaralar.

Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.

Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur.

Kahrolsun yan yana olmadığımız her yer.

Çıkartın sigaraları, bu gece hayal kuracağız.

Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.

Aklıma yuva yapıyor gülüşlerin.

Dön bak arkana yeğen gitmez dediğin kaç kişi yanında.

Beni yokluğunla savaştırma. Kaybederim.

Ayrılık Sözleri Damar

Terkedilen çabuk büyür, hüzün kalana düşse de pişmanlık hep gidenin payına!

Eğer herkes kaybettiği kadar içecek desek, o masadan en son kim kalkardı?

SensizIiğe yenilmek, sana yenilmekten zor oIsa da.. Ardımda bir sürü “belki”ler bırakarak, seni içimden ayrılıyorum.

O sadece ellerimi bırakmıştı oysa… Ben ise her şeyi…

Avuç doIusu gözyaşıyla yıkanmış bir Aşk’tık biz, ve kucak dolusu hoşçakalların gözünden düştük.

Benim aklıma gelip başkasına gittin.

Bu ayrılık adil değil kokun ben de, aklım sende kalıyor.

Boynu bükük duruyorsam eğer; içimden öyle geldiği için değil, yüreğimden gidenler olduğu içindir!

Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım gitmeye de kalmaya da. İkisi de aynı acı ikisi de rezil. Daha öncede gitmiştim ama böyle kalarak değil böyle kalarak değil.

Ey gönlüm bilmez misin gözler sebepsiz yaşarmaz, dudaklar sebepsiz kurumaz, gönülde bir dert olmadıkça kimsenin yüzü sararıp solmaz.

Seninde sevgin yalan, yalan dünya gibi sende yalansın.

Acı çekiyordum senden sonra, fakat unuttuğun bir şey vardı. Çektiğim her acı beni değil, içimdeki seni öldürüyordu.

Sırt üstü gömülür insanlar, ama sen beni yüzüstü bıraktın.

Beni en çok terk edilmek olgunlaştırdı. Şimdi öyle bir nasır kapladı ki kalbim, insanların hepsi terk etse bana mısın demez artık.

Giderken Allaha emanet ol dedi! Güldüm zaten başka kimim var ki?

Kadın yüzünde ki sivilceleri bile fondötenle gizleyebiliyor. Sen, onun acı çektiğini nerden anlayacaksın ki.

Helal etmiyorum sana, senin için uykusuz kaldığım geceleri.

Öyle yorgun ki hislerim. Artık sana karşı bir şey hissetmeye bile dermanı yok.

Yüreğimizde ölen insanların, dilimizde duası olmaz bizim!

Kaybettiklerimize yakalım, sen benden başla…

Eğer aşk yalansa acısı neden bu kadar gerçek.

İyileştirir diye umut olarak gördüklerimiz tekrardan yaralayıp terk ediyorlar bizi.

Vedalar gözleriyle sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.

Gidene üzülme sevse gitmezdi. Gelene sevinme o da başkasından geldi.

Yükle yalnızlığının bütün gri bulutlarını sırtıma. Vücudum yağmur sonrası toprak koksun.

Damardan Özlem Sözleri

Tek ihtiyacım birazcık sen.

Sustuğum yerde sen varsın. Konuştuğum yerde özlemin…

Hayır, ben iyiyim. Sadece hayatım b*k gibi sevdiğim insanları kaybediyorum, gitme diyemiyorum, uyuyamıyorum, özlüyorum ve yoruldum.

“Sus” be yüreğim, bende biliyorum özlediğimi! Sus ki bilmesin özlediğimi!

Okeyde beklenen son taş gibisin. Biliyorum beklemekle gelmezsin, zaten gelme çünkü sen gelirsen ben biterim.

Gelse affetmem diyorsun ama adını duyunca gözlerin doluyor be oğlum.

Özlemek denmez buna bunun adı yangın.

Özlerim ben seni seninle bile, vuslat mı hasret mi adını sen koy, aşkınla yakıp da düşürdün dile sevgi mi nefret mi adını sen koy.

Hasretinle yakmasın diye çırpınıp durdum. Sevdanı yüreğimden çıkartıp atamadım.

Özledim diyorsun mektubunda. Sadece kuru bir özledim mi yazdı yanık yüreğin.

Bazıları özledim diyemez, bir sigara daha yakar.

Özleyenler ve unutamayanlar için en güzel damar sözler…

Sen benim bakışına hasret kaldığım sesine özlemle bağlandığımsın. Özlemim hasretim bakmaya doyamadığımsın. Bahtıma doğanımsın. Olmazsa olmazımsın. Nefretim öfkem kinim sevincim umudum düşüm rüyam hayalim ama en çok ağlatan en çok kanatansın… Sen tarifi imkansızımsın.

Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen ben şimdi aşk karınla sana ne şiirler yazarım.

VusIat mı hasret mi ismini sen koy.

Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin. Her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki istesen de silemezsin.

“Neyin var?” sorusuna “sen yoksun!” diyesim var. Bildiğin gibi değil.

Ne zaman seni düşünsem, ardından bir çakmak çıkıyor cebimden ve ciğerime derin bir duman çekiyorum.

Kaç kadeh kırıIdı sarhoş gönIümde. Ne yaptıysam seni unutamadım.

“Şurama batan” diyor şair… Şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim…

Dünyanın en büyük yüküdür; Aklı sende olmayanı, ısrarla yüreğinde taşımak.

Manalı Damar Sözler

Sen yoksun, inan bir tek sen lazımken.

Seninle zor. Ama sensiz de olmuyor.

En kötüsü de kötü hissediyorsun ama yazacak kimsen yok.

Hiç bir şey ait olmadığın yerde kalmak kadar acıtmaz.

Çok seven insanları yarım bırakacak kadar karaktersizsiniz.

Bazen sadece yorgun oluyor insan. Ne küs ne yalnız ne de aşık.

İnceldiği yerden kopsa yadırgamazdım ama hiç kopmaz dediğim yerden koptu.

Bana buna mı kızdın deme, seni ne bu raddeye getirdi diye sor. Asla takılmayacağım şeylere şimdi dönüp dönüp bakıyorsam; bana içinde ne birikti diye sor. Anlatmaya çalışırken sesim yükseliyorsa eğer; kaç kere susturuldun diye sor.

Napıyosun sorusunun cevabı iyiyim değil bu konuda bi anlaşalım artık.

Umut edip üzülmeye alıştık.

Oturalım bir yere, neden biz olamadık anlat.

Ona içindekileri söyle dedim ve içimden sessizce dua ettim, adımı söylemesi için.

Ne sevgiliyiz ne arkadaş. Birbirini çok iyi tanıyan iki yabancıyız.

Bazen dışarı çıkıp kendimi anlayana kadar yürümek istiyorum.

Yaralarımın içinden en çok kanayansın.

Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair, ya da bir fazlalık vardır geçmişten gelen.

Değer miydi? Değerdi; ama değmedi. Olur muydu? Olurdu; ama olmadı.

Üç gülsek, beş ağlatıyorlar.

Umut verip yarı yolda bıraktın. Muhtaç kal.

Şu an ne hissediyorum biliyor musun? Çaresiz veya kızgın hissetmiyorum. İyi veya kötü hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. -Ki bu harika hissettiriyor.

Zordur sevmeyenin seveni olmak.

Seninle yollarımız kesişsin isterdim ama görüyorum ki birbirimizden kilometrelerce uzağız.

Mutlu olduğum anları seninle paylaşamamak büyük mutsuzluk.

Sonra kırıldım, tam seni seven yerimden.

Ben onu sonu böyle bitsin diye sevmemiştim.

“Alıştım artık” cümlesi çok umutsuz değil mi?

Yavaşça vazgeçiyorum.

Bilemezsin. Bilemezsiniz. Ne yaşadığımı, ne hissettiğimi… Her yalnız kaldığım an toparlamaya çalıştığım o parçalarımı göremezsiniz.

Mükemmelliğe gerek yok, sahte olmayın yeter.

Çıkıp saatlerce dolaşmak istiyorum. Ama kafam benimle gelmesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu