Anlamlı, İbretlik ve Huzurlu Mevlana Sözleri telefon numarası, müşteri hizmetleri ve adres bilgilerine hızlı ulaşmak isterseniz aşağıdaki makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Bu içerikte Hz. Mevlana tarafından söylenmiş kıymetli sözleri bulabilir, sevdiğiniz insanlarla sosyal medya üzerinden paylaşabilirsiniz. Huzur, aşk, gönül sözleri yanı sıra Hz. Mevlana’ya ait olan ibretlik, anlamlı ve güzel sözler sizin için derlenmiştir.
Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar.
Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz, şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile yine başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım dilimi, belki o zaman kalbim kurtulur.
Ey sevgili. Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayallerde harap olmuşuz.
Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.
Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! İşte orası kaderinin değişeceği noktadır.
Aşk nasip işidir hesap işi değil! Aşk adayıştır arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda aşk seni bulmaya gelir.
Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır.
Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca. Dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca.
Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya on atla koşar. Kendini olgun sanan ise Allah’a bu zannı sebebiyle ulaşamaz.
Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.
Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol.
Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ay da ara! Gözlerindeki perdeyi arala!
Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
Allah’tan başkasını istemek, istenen şeyin artması zannını verir ama bu istek hakikatte artmasını istediği şeyin tamamıyla eksilmesini istemektir.
İnanan kişi, işlerini Allah emretti diye yapar. İnanmayan ise, mücadele ve gösteriş olsun diye yapar. Böyle inatçı kişilerin başlarına toprak saç.
Irz ve namustan mahrum olanlar, millet ve vatan hissi taşımazlar; böylelerinden sakınılmalıdır.
Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin. Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.
Sen çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya söz ver. Toprak olup seni başının üstünde taşıyan bulunur.
Ey gönül, sakın umutsuzluğa düşme! Allah’tan umudunu kesme ki, bazen can bahçesinde, söğüt ağacının dalı bile hurma verir.
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders. Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
Tövbesiz ömür, can çekişmekten ibarettir. İnsanı yaşayan ölü hâline sokan ölüm ise Allah’tan habersiz olmaktır.
Hırsla dolu aşağılık ve haram yiyici kişi, o sayı günü domuz şeklinde, zina edenler avret yerleri kokarak, şarap içenler ağızları kokar
Her şeyin en büyüğü iki şeydir: İlim ve hoşgörü.
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
İnsan içki içmekte serbest, ama sarhoş olmakta serbest değildir.
Her şeyi kaybettim ama kendimi buldum.
Yüreğimiz kıymet bilene emanet.
Aradığın seni arayandır.
Üzülme herkes ölür kimi toprağa gömülür, kimi yüreğe.
Birini seviyorsanız, onu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın elindedir.
Hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Allah’ın sırrı sensin, kalbine yolculuk et.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
Şikayet edeceksen şikayeti, kendi nefsine et.
Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek.
Kadın, bilmeyene ‘Nefs’, bilene ‘Nefes’tir.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara fakat kusuru arama.
Aşk, her şeydedir ama hiçbir şeyde görünmez.
Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme.
Aklın başına geldiğinde Pişman olacağını bir işi sakın yapma.
Asıl yar yaradandır, gerisi yaralayandır.
Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır!
Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
Allah(c.c)’a ulaşacak birçok yol var. Ben Aşk’ı seçtim.
Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla.
Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun.
Aşk acısı taşımayan yürek; ya deliye aittir ya ölüye.
Ben Mevla’dan isterim. Verirse yüceliğidir, vermezse imtihanımdır.
Hayat bu: Bir bakarsın her şey bir anda son bulur.
Hizmet bedenle olur. Cehennemden kurtulmak istersen hizmet et!
İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara fakat kusuru arama.
Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez.
Birini seviyorsanız O’nu Allah’tan isteyin. Kalpler Allah’ın Elindedir.
İçinde azıcık nur olmayana, dışarıdan verilen öğüt fayda vermez.
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
Akıl bir kuzu, nefîs bir kurt, iman ise çobandır. İman kuvvetli olmazsa nefîs aklı yer.
Birini tanımadıysan kimin ve neyin peşinde olduğuna bak! Anlarsın…
Kapalı kapı yoktur yanlış anahtar vardır.
Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
Kar gibi yağıp yeryüzünü kaplasan da, güneşin varlığıyla yok olup gidersin.
Olduğu ‘kadar’ olmadığı ‘kader.
Hayat bu: Son dediğin an her şey yeniden can bulur!
Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua gönülden kopar.
Kimini kokusuyla şâd eder.. Kimini de dikeniyle irşad eder.
Şikayetçi, kötü huyludur. İyi huylu şikayet etmez, tahammül eder.
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.
Edep sahibi tokadın sahibini aramaz, sebebini arar.
Kimi sabrından susar, kimi saygısından, kimi de sevgisinden.
Mum olmak kolay değildir. Işık saçmak için önce yanmak gerek.
Gönül hissetmezse kulak duymuş neylesin, kalp sevmedikçe el dokunmuş neylesin.
Sıkıntı yok efendiler… Dert, insana yol gösterir.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
Aradığın seni arayandır.
Üzülme herkes ölür kimi toprağa gömülür, kimi yüreğe.
Yüreğimiz kıymet bilene emanet.
Bir gönülde aşk ve sevgi ateşi yoksa o kişi karanlıklarda, Allah nurundan habersizdir.
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Allah(c.c)’a ulaşacak birçok yol var. Ben Aşk’ı seçtim.
Ey sahura kalkan, sahur yemeği yiyen kişi! Az konuş, hatta sus! Sus da orucu anlayanlar, oruçtan söz etsinler.
Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana.
Zor diyorsun, zor olacak ki imtihan olsun.
Acı, acıyla iyileşir. Aşk ise daha büyük bir aşkla.
Yürek yorulunca ter gözden akar.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, Bir de söyleyene bakarım adam mı diye.
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; Şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım!
Aşk, altın değildir, saklanmaz. Aşkın bütün sırları meydandadır.
Ey can; kimseyi kırma.. Sözden ağırı yoktur.. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz!.
Ey insan! Kaf dağı kadar yüksekte olsan da; kefene sığacak kadar küçüksün.
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.
Başkalarına baktığın gözle, Leylâ’yı nasıl görebilirsin? Onu göz yaşlarınla tertemiz yıkamadıkça!
Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir duanın içinde yer almaktır.
İçinde azıcık nur olmayana, dışarıdan verilen öğüt fayda vermez.
Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez.
İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.
Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek.
İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden.
Minareden düşenin parçası bulunur da, gönülden düşenin parçası bulunmaz.
Sahi nedir sevmek; bi muma ateş olmak mı, Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Rahmetin kapısı her an açık. Senin kapın açık mı? Sen ona bak!
Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin..
Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok. Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.
İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin
Kalk, silkelen, kendine gel. Umutsuzluğa sarılma. Umutsuzluk şeytandan, ümit etmek ise Allah’tandır.
İnsanoğlunun edepten nasib yoksa insan değildir. İnsan ile hayvan arasını ayıran edeptir.
Kalp midir insana sev diyen, Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen?
Bir defa kalp kırmak ; Kabe’yi alt üst etmekten daha kötüdür !..Zira kabe’yi Hz.İbrahim inşa etmiş, gönlü ; Allah yaratmıştır.
Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim. Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim.
Cennet istersen Hakk’a uy! İbadet ile şefaat istersen, iyiliğe niyet eyle! Mevla’yı istiyorsan, O’na (c.c) yönel ki bulasın.
Ey benim yetim gönlüm; bırak gamlı düşünmeyi.. Sus ve sabret! Gözyaşının hesabını Rabbim sorsun; sen hakkını helal et…
Sözü süz de söyle gönlü bulundurmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın sözü de yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.
İnsanlar senin mutlu olmanı istiyor. Senin mutluluğunu düşünenlere acı çektirme.
Din düşmanlarının başına kılıç ol, kurt gibilere ateş saç; çünkü onlar, Yusuf düşmanıdırlar.
Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki ya yaşat ya da öldür; Ama asla yaralı bırakma!
Söylediğim şeylerin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum.. Çünkü sözde mana, manada söz kalmadı.
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim. Ama senden başka kimse duymayacak, Kimse anlamayacak
Şu dünya bir dağ gibidir. Ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.
Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı laf yankılanır. Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır.
Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?
Irmak suyunu tümden içmenin imkânı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkânı yok.
Önemli olan seni tamamlayacak ruhu bulmandır. Her Peygamberin verdiği öğüt aynıdır. “Sana ayna olacak insanı bul.
Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan, kaplandan kaçma da, bedenden kaynağını alan nefsanî isteklerden, heveslerden kaç! Çünkü başımıza gelen bütün belalar, çektiğimiz bütün zahmetler, meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.
Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki, sen cansın. Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin. Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki, aradığın ancak sensin sen.
Sus gönlüm, bu kışın bahara dönünceye kadar. Bu gece, gündüz oluncaya kadar. Uzak yollar, yakınlaşıncaya kadar. Bu sıkıntının ardından, ferahlık gelinceye kadar. Ve yüzümüz vuslat gözyaşlarıyla ıslanıncaya kadar sus.
Kainattaki her zerrede Allah’ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O (c.c) camide, mescitte, kilisede, havrada değil, her an her yerdedir. Allah’ı görüp yaşayan olmadığı gibi, O’nu görüp ölen de yoktur. Kim O’nu bulursa, sonsuza dek O’nda kalır.
Sığ suları, en hafif rüzgarlar bile coşturabilir, derin denizleri ise ancak derin sevdalar coşturur. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susar. Anladım ki susan her şey, derin ve heybetlidir.
Sessizlik en güzel sestir duyabilen için. Biraz da sessizliğim konuşsun, Harfsiz bir dil bulalım içimizde, yalnız ikimizin anladığı bir hüzün olsun içinde. Sus gönlüm, çok dile getirme. Sen dile getirdikçe, gönlün daha da coşuyor, daha meraklanıyor ve beklemek daha da zorlaşıyor.
Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, iki ağzın ve bir kulağın olurdu. Onun için az konuşup, çok dinlemek daha faydalı. Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur. Zira sükutta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.
Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bende imişsin bilememişim. Oyalanmışım, kalakalmışım..
Birini seviyorsan, onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir.
Bir gönülde aşk ve sevgi ateşi yoksa, o kişi karanlıklarda, Allah’ın nurundan habersizdir.
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.
Her ne kadar dil ile anlatılması pek parlak ve aydınlatıcı olsa da aşkın dile düşmemesi, söylenmemiş kalması ve gönülde duyulması daha parlaktır.
Her şeyi senin için var ettim diyen Rabbe, “Her şeyi senin için terkettim” diyebilmektir; Aşk..
Dertsiz dua soğuktur, bir işe yaramaz; dertli dua gönülden, aşktan gelir.
Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir, şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir.
İstiyorsan Hakk’a varmayı, Meslek edin gönül almayı, Bırak saraylarda mermer olmayı, Toprak ol, bağrında güller yetişsin..
Yeryüzü ile dağda aşk olsaydı, gönüllerinde bir ot bile bitmezdi
Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
Minareden düşenin parçası bulunurda, gönülden düşenin parçası bulunmaz.
Gönül, gönül verilerek alınır.Gönül kimin elinden tutarsa, o kimse kirli arzuların çamuruna düşmez.. Mevlana
Gönül kazanmak istiyorsan, sevgi tohumu ek. Cenneti kazanmak istiyorsan, yollara diken serpmekten vazgeç!
Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur.
Ey gönül ses etme! Bekle! Ya nasip de Rabbine bırak.
Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin. Kibri bırak, alçakgönüllü ol.
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.
Onun gönülde açtığı yaraya katlan ki, merhemi yüz göstersin. Şunu aklından çıkarma ki sabır, ızdırabın, acının anahtarıdır.
Gönül nuru olmayan gönül, gönül değildir. Bedende ruh yoksa topraktır.
Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez.. Mevlana
Ey gönül. Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir sevgiliyi aramakla geçiyor.
Gönül, han değil dergâhtır. Paldır küldür girip çıkılmaz, günahtır.
Alçak gönüllülük, insanı yücelten bir değerdir.
Gönlünü vermedikçe, gönül bulamazsın.
Rüşvet alan para pul padişahı değiliz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker, yamarız biz.
Karıncaların sesini duyan Rabbim, Elbette gönüllerin feryadını da duyar.
Gönül sevgiyi bulmuşsa kuru dal bile çiçek açar.
Bilmeyen ne bilsin seni gamlanma deli gönül, gönülden anlamayana bağlanma deli gönül.
Misafirsin bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
İki âlemde de Allah’ın baktığı yer gönüldür. Padişah daima gönle bakar.
Hadi yaramı sarmaya merhemin yok. Yalandan da olsa gönül alamazmısın? Mevlana
Her yerde olmak gibi bir Duan varsa, gönüllere gir.. Çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar!
Unutma her şeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
Vedalar; gözleri ile sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler hiç ayrılmazlar.
Aşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
Cahilin eziyetlerine sabretmek, ehil olanlara ciladır. Nerede bir gönül varsa sabırla cilalanır.
Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım.
İsyanlardayım dedi. Hayır, imtihanlardaydı. Fark etseydi, kurtulacaktı.
Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Eli görmeyen kişi yazıyı kalem yazdı sanır. Allah’ın kudretini görmeyen kişi, meyveyi ağaç yaptı sanır.
Bitkinin güzelliği tohumun iyiliğinden, insanın güzelliği ise kalbinden gelir.
Kötülük yaptın zaman kork çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkartır.
Bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten.
Edep aklın tercümanıdır. Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar değerlidir.
Hayatı yenecek kadar güçlü, hayattan beklentilerini alacak kadar umutlu, umudunu yitirmeyecek kadar inançlı, mutlu ve sevgi dolu günler senin olsun can dostum.
İnsanlarla dost ol çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa yol kesenlerin beli o kadar kırılır.
Ey Gönül! Bir sürü dostlarının yanında elbet ki düşmanların da olacak; Ama imtihan ya bu onca düşmanın var iken seni dostun vuracak.
Gerçek dost yanlış yaptığında seni uyaran, sonrasında ise koruyan kişidir. Yaptığın yanlışı herkese duyuran değil.
Arkadaş vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş. Biz arkadaşlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil, kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız.
Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır.
Dost ise düşünme ver ömrünü gitsin. Dost değilse hiç bekletme yol ver gitsin.
İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
Üç çeşit dost vardır: 1.Gıda gibidir her gün onu ararsın; 2.İlaç gibidir, bazen ihtiyaç duyduğunda arasın; 3.Hastalık gibidir o seni bulur.
İnsan dostunun huyunu alır.
Riya ile paranın padişahı değiliz biz. Parçalanmış gönül hırkalarını yamar giyeriz biz. Arkadaşlarla ağlar arkadaşlarla güleriz biz. Canım Arkadaşım!
Arkadaş, hem iyi görünen, hem iyi olan insandır; iyi görünen ama iyi olmayan insan ise dost görünür, ama dost değildir.
Dost; göze sezdirmeden gözyaşı silendir.
Dostluk, mantar yemeği gibidir. Zehirli veya zehirsiz olup olmadığı ancak yendikten sonra belli olur.
Dost düğünde halaya, ölümde tabuta omuz verendir. Biz dostumuzun her daim yanındayız, ayrılmayız.
Dostun yanına hediyesiz gitmek buğdaysız değirmene gitmek gibidir.
Deniz derindir durulmaz, dostluk ebedidir unutulmaz.
Dost acı söyleyen değildir. Acıyı tatlı söyleyebilendir.
Arkadaşını severken ölçülü sev. Belki bir gün düşmanın olabilir. Dargın olduğun zaman da ölçülü ol ki bir gün arkadaş olursun. Sonra da yaptığına pişman olursun.
Yastık diye başını ateşe dayayan, yatak diye yılanların üzerinde yatan bir adam, emniyet ettiği bir arkadaşından düşmanlık sezen bir adamdan daha rahat uyur.
Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.
Ekmeğim aşım helal olsun yiyene, içene. Ama hakkım helal değil; dost gibi görünüp kuyumu eşene.
Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam arkadaşlık ne solar ne de kırılır.
Sende en iyi ne varsa dostuna onu ver.
Mecnun Değilim Dost; Lakin Çağırırsan Çöllere Gelirim!
En vefakâr dostumuz gölgemizdir bilirsiniz. Ama unutmayın ki; o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler.
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme.
Sona eren dostluk aslında hiç başlamamıştır.
Hayatta kimseye güvenmeyeceksin demek saçmalıktır inan. Ama kime ‘iki defa güveneceğini’ hesaplamalı insan. Sana hep güvenirim benim can dostum.
Ana ve babanızı kader, arkadaşımızı kendimiz seçeriz. O yüzden arkadaşlarımız bizim en candan seçimlerimizdir.
Bizim ömrümüzde ırmaklar vardır, sularında hayallerimizi yüzdürdüğümüz. Bizim ömrümüzde dostlarımız vardır, günlerimiz ayrı geçtiğinde üzüldüğümüz.
Arkadaşlık ağaca benzer, kurudu mu yeşermez artık. Kalbini kırma dostunun bir daha gönlünü alsan da kalpte leke hep kalır.
Kaybetmeyi göze alamayacak kadar az arkadaşım var. Onlar milyonlarca yıldızlar arasında benim güneşim.
Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın. Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın.
Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır; kıymeti, ancak elden gittikten sonra anlaşılır.
Dostluk çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneş vurunca kurusun. Bizim dostluğumuz deniz misali buharlaşsa da yağmur misali geri döner iyi ki varsın.
İnsan gözden ibarettir aslında geri kalan cesettir. Göz ise ancak gerçek dostu görendir.
Aşkın gözü kördür, dostluk o gözleri açar.
Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.
Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan hem de imandan eder!
İyi bir dost terapiden ucuzdur!
Git rüzgâr dostuma onu nasıl sevdiğimi anlat mutluysa usulca gel yanıma mutsuzsa dostun her zaman yanında diye fısılda kulağına unutmasın yüreğim daima onunla.
Herkesin dostu olan, kimsenin dostu değildir!
Her şeyi aramadıkça bulamazsın; fakat bu dost başka; bunu bulmadan arayamazsın.
Güller, laleler, bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır ama sağlam arkadaşlık ne solar ne de kırılır.
Yüreğine bir gül yolluyorum, gülüşlerimden. Sesi sevdadır suskunluğun, suskunluğuna sevdalandığım dost. Yüreğinin gülüşlerinde sakla beni.
Hayat; yaşamayı, mutluluk; gülümsemeyi, sevgi; hak etmeyi, vefa; hatırlamayı, dostluk; paylaşmayı bilen için vardır.
Sen verdikçe dost görünen çok olur. İste de gör hepsi yok olur. Sen kendine yetmeyi öğren tüm dünyanın malına gönlün tok olur.
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir kimseyi dost edinmek isterseniz övün.
Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan. Gerçek arkadaşlık sıhhat gibidir, değeri, ancak o yok olduktan sonra anlaşılır.
İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
Gönüller birdir dünyalar ayrı olsa da. Arkadaşlıklar, sevgiler, aşklar yalan olsa da umurumda değil dünya yansa da biz dostu unutmayız dost uzakta olsa da.
Candan ümidi kesebilirsiniz; ama Can dostlarıyla irtibatı kesmek güçtür.
Yarasından taze kan sızan gönül ehline dostların yüzünü görmek merhem gibidir.
Madem ki rızkı taksim eden O’dur o halde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir. Sabır genişliğe ulaşmanın anahtarıdır. Allah’tan başka herkes düşmandır. Sen asıl dostu düşmanlara şikâyet eder halinden sızlanırsın öyle mi? Padişah köleye şikayet edilir mi? Akıllı ol.
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir kimseyi dost edinmek isterseniz övün.
Dostluk, toprak bir maşrapa gibidir, önemsiz bir nedenden birdenbire kırılır ve bir daha kullanılmaz.